Blockchain teknolojisi kullanılarak elektrik satmak için artık daha büyük denemeler yapılıyor. Peki bu durum gelecekte enerji sektörünü derinlemesine etkileyebilir mi?

Bugünlerde, Blockchain ile ilgili çok sayıda haber çıkıyor. Özellikle Blockchain teknolojisinin enerji sektörlerine kurulumu hakkında yenilenebilir enerji kaynakları (RESOPs) adıyla neler neler okundu. Peki, Blockchain, enerji sektörünü nasıl etkileyebilir?

Geçtiğimiz Nisan ayında iki Brooklyn’li (New York) genç Ethereum blockchain altyapısını kullanarak elektrik enerjisi satışı yaptı. Komşular bu işlemi LO3 himayesinde başardı. Yenilenebilir enerji satışına ilişkin işlem, Erik Frumin ve Bom Sauchelli arasında gerçekleşirken, bu işlemin başarılı olmasının en büyük sebebi, TransActive Grid (LO3 ve ConsenSys ortak projesi) olarak görülüyor.

Birkaç gün önce Avustralya’da görüldü ki artık Blockchain teknolojisi kullanılarak elektrik satmak için daha büyük denemeler yapılıyor. Aracı olmadan elektrik satmak için 10 aile tercih edilmiş, süreç test aşamasında. İki ay boyunca, katma değer olmadan enerji satışı yapılacak. Bu sırada tabii ki ücret ve enerji çizelgeleri Blockchain tabanlı sistem ile kontrol edilecek.

İlk başta görünüyor ki, Blockchain teknolojisini alternatif enerji sektörüne kurmak ve o şekilde geleceğe doğru planlar yapmak sektöre zarar verebilir ve elektriği neredeyse ücretsiz hale getirebilir. Peki, bu gerçekten mümkün mü? Zamanla göreceğiz.

Ekonomi için soracak olursanız, gayet parlak görünüyor. Öyle ki, İngiltere Hükümeti, 2025 yılı itibariyle atom santrallerinin, güneş enerjisi tarlalarını ‘maliyet’ bazında katlayacağına inanıyor. Tahmin edilen, beklenen ücret ise, şimdikiyle kıyaslanamayacak kadar yüksek olacak.

Eğer tehlike artarsa, çokça ‘acil durum alarmları’ duyacağız. O sebeple, artık yeni alternatif enerji kaynakları ve sistemleri geliştirmek, üretmek ve satışını sağlamak, ‘kaçınılmaz’ hale gelecek.