Her geçen gün daha fazla ülkenin desteklediği FinTech sektörü adeta paylaşılamıyor. Her gün yeni bir ülke bu alandaki yaklaşımını açıklarken sıradaki durağımız Malezya olabilir.
Asya kıtasının FinTech alanında gösterdiği ilerleme dikkat çekici. Çin bu alanda açık farkla önde olduğunu hissettirirken, bölge için yapılan araştırmalarda ‘Çin’le birlikte böyle, Çin dışındaki durum şöyle’ yorumlarına rastlamak mümkün.
Çin dışındaki duruma baktığımızda Singapur öne çıksa da bölgedeki diğer ülkelerin de geri planda kalmaya niyeti yok. Mart ayında düzenlenecek FINNOVASIA etkinliğinin düzenleneceği Malezya da bunlardan biri.
FINNOVASIA’nın Kurucu Ortağı ve CEO’su Anthony Sar, LinkedIn’de yayınlanan makalesinde Malezya ve Endonezya’da yaşanan FinTech hareketliliğine dikkat çekiyor. Son üç ay içinde Malezya’daki onlarca FinTech şirketinin yöneticisiyle görüştüklerini belirten Sar, bu görüşme ve röportajların bankacılar, düzenleyici kurum yetkilileri ve hükümet görevlilerini içerdiğini de belirtiyor.
20-21 Mart’ta düzenlenecek organizasyonu Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da gerçekleştireceklerini söyleyen Anthony Sar, etkinliğin uluslararası bir nitelik taşıdığını ve yalnızca Malezya değil, Japonya, Singapur, Hong Kong ve Endonezya’dan gelen konuşmacılar olduğunu da sözlerine ekliyor.
Peki Malezya’nın farkı ne?
Sar, hem yaptıkları görüşmeler hem de kendi araştırmaları sonucunda Malezya’nın öne çıkan avantajlarını da yazısında listelemiş. Ülke nüfusunun yaklaşık 30 milyon olduğunu ve temel finansal hizmetleri kullanmayan bir kesim olduğunu ifade eden Sar, bunun bir fırsat olduğuna dikkat çekiyor. Ülkenin, yakın komşu Endonezya’nın 270 milyonluk nüfusuna yönelik hizmetler için bir test platformu olabileceğini belirten Sar’ın saydığı avantajlar elbette sadece nüfustan ibaret değil.
Malezya yönetiminin finans sektörüne yönelik yasal çerçeveyi oluşturduğunu belirten Anthony Sar, B2B peer-to-peer finansman çözümü sunan şirketler ile fon toplama platformlarının ihtiyaç duyduğu yasal altyapının hazır olduğunu sözlerine ekliyor.
Malezya’nın çevredeki diğer ülkelere göre daha düşük maliyetlerle çalışılabilen bir ülke olduğundan bahseden Anthony Sar, diğer avantajları ise bölgedeki diğer ülkelerin aksine İngilizce konusunda sıkıntı yaşanmaması, ülkenin aynı zamanda bir İslami finans merkezi olması ve yurt dışından gelenler için kolaylaştırılmış göçmenlik ve çalışma politikaları olarak sıralıyor.
Anthony Sar’ın makalesine bu linkten ulaşabilirsiniz.
