Yakın geçmişe kadar bankacılıkta bile gerilerde olan bir ülke olan Çin, teknolojide yaptığı atılımın yanı sıra gösterdiği hızlı büyüme ile FinTech’te dünyanın en başarılı ülkelerinden birisi haline geldi.
Bugün dijital ödemelerde dünya pazarının neredeyse yarısı, online borç verme pazarının ise dörtte üçü Çin’e ait. Çin’in en büyük FinTech şirketi olan ve Alibaba’nın finans kolu Ant Financial ise sahip olduğu 60 milyar dolar değerleme ile şirket değerinde dünyanın en büyük bankalarıyla yarışır hale geldi.
Değişim, internetin getirdiği fırsatlarla başladı
Peki, daha on yıl öncesine kadar hantal bir finans sistemine sahip olan Çin bunu nasıl başardı? İnternet kullanımının yaygınlaşması ve teknolojinin gelişmesi, tüm dünyada olduğu gibi Çin’de de finans alanında yeni hizmet ve çözümler sunulması için uygun şartları yaratmıştı. Ancak bankaların bu dönüşümü fırsata çeviremeyecek kadar hantal oluşu, yenilikçi ve istekli şirketler için büyük bir fırsata dönüştü. Bankacılık sistemini adeta sallayan FinTech şirketleri, bireyler ve küçük işletmeler için daha verimli bir bankacılık sisteminin kurulmasına da yardım etti. Gerçekleşen bu atılım sayesinde teknolojide yıllarca gelişmiş ülkeleri inceleyen Çin, FinTech’te takip edilen ülke haline geldi.
Üç alanda dünyada lider
FinTech’in Çin’deki yükselişinin kendisini en çok gösterdiği üç alanın ise mobil ödemeler, online borç verme ve yatırım olduğu görülüyor.
Mobil Ödemeler
Mobil ödemelerde Çin’in bugün dünyanın en önemli ülkelerinden biri olmasının hikayesi ilginç sayılabilir. Gelişmiş ülkeler uzun yıllar önce karttan plastik karta geçmiş olmasına rağmen Çin sadece 10 yıl öncesine kadar nakit yoğun bir ülkeydi. Ancak bu dezavantaj, geç başlamanın avantajına dönüştü ve internet kullanımının artmasıyla online alışverişler hızla artmaya başladı. Öyle ki eMarketer verilerine göre 2020 yılında dünyadaki online perakende harcamalarının %60’ının Çin’de gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Çin’de dijital ödemelere geçiş ise akıllı telefonların yaygınlaşması ile hızlandı. Evinde bilgisayar bile olmayan kişiler akıllı telefon kullanmaya başladı. Bugün gelinen noktada Çin’de yaşayanların yüzde 95’i internete mobil cihazları ile giriyor. Bu dönüşümde ilk öne çıkan ise Alibaba’nın ödeme kolu Alipay oldu ve kısa sürede birçok kişi tarafından kullanılan mobil cüzdan haline geldi. Rekabetin kızışması ise çok sürmedi. Oyun, mesajlaşma gibi farklı alanlarda hizmet veren Tencent, yüz milyonlarca kişi tarafından kullanılan popüler sohbet uygulaması WeChat’e ödeme fonksiyonunu ekledi. Alibaba ve Tencent’i ülkenin ana arama motoru Baidu takip etti ve Baidu da kendi cüzdanını kullanıma sundu.
Rekabet, bir inovasyon akımı da başlattı ve mobil uygulamalar, yüz yüze ödemelerde kullanılmaya başlandı. Çin’de öne çıkan çözüm ise Avrupa ve ABD’de başarısız olan QR ve barkod oldu. Kişiler arasında para göndermek ise mesaj yazmak kadar kolay hale geldi. Bugün dünyada farklı şirketler tarafından sunulan çözümler, Çin’de tek platform üzerinden sunuluyor. Bu; farklı şirketlerin farklı özellikleri sunduğu diğer ülkelere, Çin’in verdiği önemli bir mesaj oldu.
Tüm bu gelişmeler neticesinde mobil ödeme kullanımında başarı yakalandı. Çin Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre Çin’de mobil cihaz sahiplerinin yüzde 65’i (425 milyon kişi) mobil ödeme yapıyor. Beş yıl önce yok denecek kadar az olan mobil ödeme pazarı ise 5,5 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaştı. Bu değer Çin’in ABD mobil ödeme pazarının 50 katından daha büyük bir pazar olduğunu gösteriyor.
Online borç verme
Çin’in küresel çapta lider olduğu FinTech alanlarından bir diğeri ise online borç verme başlığı. Çoğu ülkede olduğu gibi Çin’de de bankalar küçük tutarda finansmana ihtiyacı olanlara gereken ilgiyi göstermiyordu. Çin’de finans sistemini kamu bankaları domine ederken bu bankalar yine kamu şirketlerine kredi vermeyi tercih ediyordu. Tüketici riskini değerlendirecek oturmuş bir sistemin olmaması da bankaların bireylere kredi verme isteklerini azaltıyordu. Bu açık, FinTech oyuncularının sundukları çözümlerle kapanmaya başladı. Müşterilerinin işlemlerini ve kişisel bilgilerini kredi skoru oluşturmakta kullanan online alışveriş platformları, kredi hizmetleri geliştirdi. Bunlardan ikisi olan Alibaba ve JD.com 10 bin Yuan’ın altındaki tutarlarda kredi vermeye başladı. Alibaba’nın finans kolu Ant Financial’ın yaptığı açıklamaya göre borç alanların yüzde 60’ı daha önce hiç kredi kart kullanmamış. Finans sistemi dışındaki bu kişilerin hayatlarını kolaylaştırmakla yetinmeyen Ant Financial ve JD.com sonraki dönemlerde bankaların ihmal ettiği küçük işletmelere de kredi vermeye başladı.
Online borç verme alanında asıl patlama ise kişiler arası (peer-to-peer – P2P) borç verme hizmetlerinin devreye girmesi ile yaşandı. 2011 yılında 214 olan P2P kredi veren kurum sayısı, 2015 yılında 3 binin üzerine çıktı. Ancak başlangıçta düzenlemeden yoksun olan bu alanda dolandırıcılık ve tehlikeli finansman modelleri oluşmaya başladı ve bunun sonucunda P2P oyuncularının 3’te 1’i kapatıldı. Buna karşın P2P pazarı büyümeye devam ediyor. P2P bakiyesi 2014 yılındaki değerine göre 30 kat artarak 2017 yılının başında 850 milyar Yuanlık bir büyüklüğe ulaştı.
Yatırım
Yatırım ise Çin’in Fintech’te öne çıktığı üçüncü alan oldu. Çin, yatırım anlamında çok zayıf bir pazardı ve yapılacak çok şey vardı. Düşük faiz oranlarının söz konusu olduğu banka mevduat hesapları ve güvenilirliği düşük hisse senedi piyasaları kullanıcılara sunulan seçeneklerdi. 2013 yılında Alibaba, 2014 yılında Tencent bu alana başarılı ürünlerle giriş yaptılar.
Bankalarla işbirlikleri önem kazanıyor
FinTech oyuncularının bu başarısı; bankaları, stratejilerini yenilemek zorunda bıraktı. Yaygın şube ağları ile oluşturdukları güven, sahip oldukları itibar ve riski yönetme konusundaki uzmanlıkları bankalar için büyük avantaj oluşturuyor. Bunun bilincinde olan FinTech’ler, başarının ancak bankalarla işbirliği yapılarak geleceğini düşünmeye başladı. Bugün Çin’deki önemli FinTech oyuncularından biri olan Wheat Finance, kurulduğu ilk dönemlerde bankalarla rekabet etmeyi planlıyordu. Ancak bunun sürdürülebilir olmadığı anlayan Wheat’in gelirlerinin yüzde 70’ini bankalara satılan dijital hizmetler oluşturuyor.
Esnek düzenlemeler, FinTech’lerin işini kolaylaştırdı
Çin’de FinTech alanında mobil ödemeler ve online borç verme gibi yeniliklerin parlamasında en önemli unsurlardan biri ise düzenlemelerde tanınan esneklik oldu. FinTech şirketlerinin inovatif olduğunun bilincinde olan düzenleyiciler, olası sorunların yönetilebilir boyutta olacağını varsayımıyla bu şirketlere serbestlik tanıdı. Buna karşın Çin’de geleneksel bankalar ağır düzenlemelere tabi tutuluyor. Ancak FinTech’lere tanınan bu ayrıcalık artık söz konusu değil.
FinTech alanına giren birçok işleme dair düzenlemeler yürürlüğe girdi. Düzenlemelerin büyük kısmı FinTech’lerin daha güvenli bir ortamda hizmet vermesini amaçlarken onları kısıtlayan düzenlemeler de hayata geçti. Online ödemelerde takas ve hesaplaşma işlemlerini yürüten Merkez Bankası’nın şeffaflık için tüm dijital ödemelere ait bilgilerin kendisine iletilmesini istemesi ve devletin, online bankacılık lisansı alan internet devlerinin mevduat ve para çekme gibi temel hizmetlerde bile bankalarla ortak hareket etmesini istemesi bu tür kısıtlayıcı düzenlemeler arasında gösteriliyor.
Çinliler Geliyor
FinTech şampiyonları, Çin’de yaptıkları bu atılımı diğer ülkelere de yaymak üzere çalışmalara başladı. WeChat’in mobil cüzdanı Asya’daki diğer ülkelerde kullanılmaya başlandı. Ant ise Hindistan, Güney Kore, Tayland gibi ülkelerde mobil finans şirketlerine yatırım yapmaya, Avrupa ve ABD’de kullanıcıların ödeme yapabilmesi için işbirliği yapmaya başladı. Ama başarılı olmak için en önemli nokta girilen pazarlardaki yerel düzenlemelere uyum sağlamak olacak. Bunun nasıl sağlanacağı kilidi açacak anahtar olacak.
Çin’in FinTech alanında dünyaya dolaylı etkisi ise daha büyük olacak. Çin; gelişmekte olan ülkelere, doğru teknolojiyle yeni bankacılık düzenlerine geçmenin mümkün olduğunu gösterirken gelişmiş ülkelere ödemeleri, borç vermeyi ve yatırımı birleştiren çözümlerle ilgili vizyon kazandırdı.
Ancak tüm bunların ötesinde Çin pazarından öğrenilebilecek en büyük ders, bankaların FinTech’lerin kendilerine sunduğu inovasyon imkanından nasıl yararlanacağına bulacağı cevap olacaktır.
İlk olarak The Economist dergisinde yayınlanan ve daha sonra internet sitesi üzerinde paylaşılan orijinal makaleden Türkçe’ye çevrilmiştir. Tüm telif hakları The Economist Newspaper Limited şirketine aittir.