Blockchain’i kullanan kurum sayısı arttıkça olumlu etkileri daha fazla ortaya çıkıyor. Bundan en fazla yararlananlardan biri de attıkları her adımı takip etmesi gereken tedarik zincirleri.

Geçmişi her ne kadar uzun yıllar öncesine dayansa da Bitcoin ile adı duyulmaya başlanan ve içinde bulunduğumuz 2017 yılında peşpeşe yapılan yatırımlarla manşetlere çıkan Blockchain artık hemen her sektörden yöneticilerin “Ben nasıl kullanabilirim?” sorularına muhatap oluyor.

Hardward Business Review’de Michael J. Casey ve Pindar Wong imzasıyla yayınlanan bir makale, Blockchain’in küresel tedarik zincirlerini nasıl iyileştirip güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Bu teknolojinin atılan her adımı güvenilir bir şekilde doğrulaması kuşkusuz iş modeli çok fazla bileşenden oluşan tedarik zincirleri için biçilmiş kaftan.

Casey ve Wong, makalelerinde dünyanın çeşitli yerlerinden örnekler paylaşıyor. Chipotle Mexican Grill restoranında yemek yiyen 55 müşterinin hastalanmasının ardından hisselerin yüzde 42 gibi ciddi bir oranda gerilemesinden bahseden ikili, Denver merkezli şirketin tedarik zincirindeki sorunların bu duruma neden olduğuna dikkat çekiyor.

Pek çok uzman gibi Blockchain’in güvenilir ve şeffaf yapısının interneti bir üst seviyeye taşıyacağından bahsedilen makalede, tedarik zincirlerinin dinamik bir yapıyla yönetilmesinin her şeyden öte daha verimli kaynak kullanımı sağladığına dikkat çekiyor.

Dünyanın en büyük perakende zincirlerinden Walmart’ın IBM ve Çin’deki Tsinghua Üniversitesi’yle yaptığı çalışmaların detaylarının da paylaşıldığı makalede bunun tedarik zinciri için tek örnek olmadığı, madencilik şirketlerinin de mineral analizinde Blockchain’den faydalanıldığına değiniliyor. Bunun, kanlı elmas olarak da tanımlanan ve kaçakçıların tercih ettiği yöntemi engellediğine değinilen yazıdaki kritik noktalardan biri ise Blockchain, nesnelerin interneti ve sensör teknolojisindeki gelişmelerin birlikte kullanımının ürünlerin güvenilirliği sağlamada etkili olacağı.

Makalenin tamamına bu linkten erişebilirsiniz.