Accenture, yüzyılları bulan geçmişe sahip sigorta sektörünün, InsurTech olarak tanımlanan sigorta teknolojileri karşısındaki konumunu değerlendiren bir rapor yayınladı.

InsurTech yatırımları 2016’yı bir hayli hareketli geçirdi. Bu alandaki şirketlere yapılan yatırım tutarının küresel çapta 1.7 milyar dolar olduğu belirtiliyor. FinTech’in bir alt segmenti olarak konumlandırılan InsurTech, buna karşın bazı geleneksel bankaların yaşadığı FinTech’le çatışma durumundan pek etkilenmiyor. Bunda, sigorta şirketlerinin InsurTech’i rakipten öte bir fırsat olarak görmelerinin rolü var.

Accenture, “The Rise of InsurTech” başlıklı raporunun tanıtım metnine yukarıdaki paragrafla başlıyor. Bununla birlikte bir noktaya da dikkat çekiyor: 300 yıllık bir sigorta şirketi ile 300 günlük InsurTech arasındaki farklar belirsiz olabilir. Rapora göre InsurTech girişimlerinin getirdiği yenilikler 300 yıllık sigorta şirketlerini bir zihniyet değişikliğine mecbur bırakıyor. Değişimi istemeyen şirketlerin bu tavrının, InsurTech’in asıl potansiyelini ortaya çıkarmasına engel olduğuna dikkat çekiliyor.

Raporda bazı durum tespitlerine de yer veriliyor. Buna göre sigortacıların yüzde 87’si teknolojinin doğrusal değil, katlanarak ilerlediğini kabul ediyor. Yine sigortacıların yüzde 86’sı hızlı adımlar atarak yenilik yapmaları gerektiğine de inanıyor. Yüzde 96 ile hemen hepsinin hemfikir olduğu konu ise dijital ekosistemlerin sigorta sektörünü doğrudan etkilediği…

Yeni girişimler neye odaklanıyor?

InsurTech girişimlerinin yüzdüğü suların geleneksel sigortacılarla doğrudan çakışmadığını söylemek mümkün. Rapora göre bu şirketlerin odağında üç temel konu var: Büyük veri ve buna bağlı analitik çözümler; yapay zeka ve otomatize edilmiş süreçler ile nesnelerin interneti. Yani geleneksel sigortacıların henüz yeterince poliçe üretmediği alanlar.

Accenture’un bu üç başlığı öne çıkarmasında bu konularda çalışan şirket sayısındaki hızlı artış dikkat çekiyor. Örneğin analitik ve büyük veriye baktığımızda 2014’te 24 şirket varken 2016’da bu sayı 69’a yükselmiş durumda. Aynı zaman aralığında yapay zekada 9’dan 30’a, nesnelerin internetinde ise 6’dan 22’ye çıkış gözleniyor. Toplama bakıldığında ise 2014’te 39 InsurTech şirketi sektörde öne çıkarken bu sayı 2016 sonunda 121’e yükselmiş. Bu da üç kattan fazla bir artışı temsil ediyor.

Geleneksel sigortacılar ile InsurTech girişimleri arasında çatışmanın nispeten daha az olmasındaki bir diğer faktör ise yeni girişimlerin hayat sigortasına neredeyse hiç bulaşmaması. Buradaki oran yüzde 7 civarında seyrediyor. Bununla birlikte bireysel sigorta çözümlerinde ise yükselen bir ivme söz konusu. InsurTech girişimlerinde bireylere yönelik hizmetlerin oranı 2014’te yüzde 60 iken, 2016 sonunda yüzde 78’e çıkmış durumda.

Accenture analistleri, bu gidişatta dönüm noktasını belirleyecek unsurun bankalar olduğunu belirtiyor. Analistlere göre bankalar yeni girişimlerle tam bir işbirliği içine girdiğinde geleneksel sigorta şirketleri de radikal değişikliklere imza atmak durumunda kalabilir.

Raporun tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz.