Her yeni girişim çeşitli zorlukları da beraberinde getirir. Konu bir FinTech girişimi kurmak olduğundaysa öne çıkan yedi başlık bulunuyor.
Aklınıza parlak bir fikir geldi. Bildiğiniz bir sektörde bir açık keşfettiniz bu bu açığı gidermek için de bir şirket kurmak istiyorsunuz. Ama durun, eğer bu fikir FinTech dünyasındaysa dikkate almanız gereken öncelikler diğer sektörlerden farklı olabilir.
Hemen her ülkedeki girişimcilik odaklı yayınlarda çoğunlukla değeri milyonlarca dolara ulaşan, yüklü miktarda yatırım alan başarıya doğru hızla ilerleyen şirketlerin isimleriyle karşılaşılır. Çoğu sektör standart bir “aman dikkat” sürecine sahip olsa da FinTech dünyası için dikkat edilmesi gereken listesi sanıldığından daha uzun olabilir. Konuyla ilgili olarak Entrepreneur’da bir makale yayınlayan finansal analist ve profesyonel trader Nikolai Kuznetsov, FinTech dünyasına adım atmak isteyenler için yedi maddelik bir liste hazırlamış. Regülasyonların ilk sırada olduğu bu liste temeli itibariyle sektör bağımsız bir yaklaşımı da temsil ediyor.
- Regülasyonlar: Finansal hizmetlerin en zorlu yanını regülasyonlar olarak nitelendiren Kuznetsov, diğer sektörlerdeki girişimlerin aksine bu konuda uzman mali danışmanlar ve avukatlara ihtiyaç duyacağınızı belirtiyor. FinTech’in halen yasal düzenlemeler konusunda gri bir alanda bulunduğuna dikkat çeken Kuznetsov, Avrupa’da yürürlüğe girecek PSD2 gibi düzenlemelerin dikkate alınmadığı bir girişimin ileride başarısızlığa uğrayabileceğine değiniyor.
- Rekabet: Bankaların FinTech şirketlerinin oluşturduğu etkiyi kabullendiklerini belirten Kuznetsov, bu kurumların halen varlıkları büyük ölçüde kendilerinde tuttuklarını, buna karşın yeni girişimleri desteklemek için çeşitli fonlar oluşturup satın alma ya da geliştirme programları başlattıklarına dikkat çekiyor ve ekliyor: Bir girişim olarak büyükleri alma konusundaki hedeflerinizin gerçekçiliğini düşünmek ve bunun kararını en baştan vermek zorundasınız.
- Müşteri güveni: Aslında sektör bağımsız her şirket müşterilerinin güvenini kazanmalı. Ancak konu FinTech olduğunda bu şirketlerin elinde tuttuğu kişisel veriler siber saldırıların öncelikli hedefi konumunda. Kuznetsov, en ufak bir kuşku durumunda müşterilerin o FinTech girişimini kullanmaktan vazgeçeceğinin altını çizerken, 2016 yılında yapılan bir anketle sadece yüzde 8’lik bir kesimin finansal hizmet sunan kurumlara güvendiğinin ortaya çıktığını ekliyor.
- Güçlü ekip: FinTech’in diğer teknoloji şirketlerinin aksine daha güçlü bir ekip talep ettiğini belirten Kuznetsov, bu ekibin finans, teknoloji ve işletme yönetimi konularında uzman olması gerektiğini ifade ediyor.
- Benzersiz ve değerli hizmet üretme: Sektördeki şirket sayısının her geçen gün arttığını kaydeden Kuznetsov, farklılaşmak ve daha yüksek fayda sağlamak adına neler yapabileceğinizi önceden belirlemeniz gerektiğini söylüyor. Kuznetsov, herkesin tüketicilerin sorunlarına çözüm bulmak için çalışırken, “ben de varım…” yaklaşımının işe yaramayacağını, kopyalama yerine özgün bir çözüm sunulması gerektiğini ifade ediyor.
- Teknoloji seçimi: Yapay zeka, makine öğrenimi, robo-danışman gibi teknolojilerin, geleneksel finansal hizmetlere meydan okumayı sağladığını belirten Kuznetsov, bununla birlikte Blockchain temelli hizmetlerin de öne çıktığını kaydediyor. Kuznetsov bu tür hizmetlerin bulut bilişim platformları üzerinde verildiğini ve yeni girişimlerin de çalışacakları bulut platformunu, uzun yıllar boyu birlikte çalışabilecekleri yerler olarak seçmeleri gerektiğini ve bunu daha yolun başındayken belirlemeleri gerektiğini vurguluyor.
- Finansman: Bir FinTech girişimi kurmanın hiç de ucuz olmadığının altını çizen Kuznetsov, girişimin ortakları arasında alanlarında uzman isimler yoksa yetkin isimleri bünyenize katmanız gerektiğini söylüyor. Bu noktada FinTech girişimlerinin yetenekli insanları kapma konusunda bankalarla bir yarışa girmesi gerektiğini belirten Kuznetsov, bununla birlikte bankalar ve aracı kurumlarla yapılacak entegrasyonların hiç de ucuz olmadığını kaydediyor. FinTech’lerin finansman bulma konusunda genelde çok zorluk yaşamadığını söyleyen Kuznetsov, buna karşın yatırım sermayesi şirketlerinin geçmişe oranla çok daha seçici davrandığının da altını çiziyor.
İlgili yazının orijinaline bu linkten ulaşabilirsiniz.