Küresel problemler hızla artarken teknolojik gelişmeler bilginin paylaşımında bizlere yeni imkanlar sunuyor. Geleceği kurtarmak için yeni bir düşünce tarzı geliştirmeli ve yeni nesillere aktarmalıyız.

Yüz sene önce içinde yaşadığınız bölgenin ötesindeki gelişmelerden ve insanların yaşam şartlarından haberdar olmak pek kolay değildi. Bu gün dünyanın en uzak iki noktasında yaşayan insanlar bile bir birilerinin problemlerinden haberdar olabiliyorlar. Afrika’da gıda sorunu yaşayan kabileler, yağmalanan Amazon ormanları, çok basit bir operasyon olmasına rağmen katarakt ameliyatı olamadığı için görme yeteneğini kaybedenler, eriyen buzullar, hızla tükenen temiz su kaynakları… Ölçek ve mekan bir sorun olmaktan çıktı ancak bu sorunları çözmek için düşünce yapımız hâlâ bizim önümüzdeki en büyük engel.

Küresel sorunların çözülmesi için yeni bir yaklaşım gerektiğini düşünen Ray Kurzweill ve Peter Diamandis bu amaçla Singularity University (SU) adı altında fikir liderlerini bir araya getirip diğer insanlara ve topluma ilham vermek için özel bir organizasyon kuruyorlar. Bu organizasyonun hikayesini ve faaliyetlerini Bankalararası Kart Merkesi Genel Müdür Yardımcısı Celal Cündoğlu‘nun kaleminden okuyabilirsiniz.

Singularity University adı size yanlış bir izlenim vermesin. Üniversite günümüzde akademik bir eğitim kurumu olabilir ancak kelime kökü Latince “Universus” yani bütünlük, topluluk, cemiyet anlamına geliyor. SU bu kapsamda geleneksel bir üniversite gibi değil, insanların ve katılımcılarının yeni düşünce tarzını birlikte geliştirip yaydıkları bir topluluk olarak çalışıyor. Yeni düşünce tarzı sadece fikirlerimizi değil bilgiyi ve eğitimi de paylaşma yöntemlerimizi değiştirmeyi kapsıyor.

Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Dr. Soner Canko katıldığı Singularity University Global Summit 2017 etkinliği sonrasında izlenimlerini yazarak Medium hesabı üzerinden paylaşan ve bu yeni düşünce şeklinin temsilcilerinden birisi.

Etkinlik sonrasında “Ben kendi adıma umut doldurdum” diyerek etkinliğin yansımasını özetleyen Canko’nun yazısını okumanızı tavsiye ediyoruz zira SU’nun yaklaşımını gayet sade ve net bir şekilde özetliyor.

Amacı FinTech ekosistemine hizmet etmek için kurulmuş bir organizasyonda SU haberinin ne işi var diye sorabilirsiniz? Aslında bunun çok net bir dizi cevabı var; insanlığın giderek büyüyen ortak sorunlarını çözemezsek ve bunun için düşünce yapımızı değiştiremezsek dilimizden hiç düşürmediğimiz FinTech ve benzeri kavramların da anlamları yok olabilir. Öte yandan tüm kişi, organizasyon ve kurumlar kendi açılarından “ben ne yapabilirim” sorusunu sorup buna bir cevap bulabilirse işte o zaman SU’nun kuruluş amacı hedefine ulaşmış olur ve yeni düşünce tarzını hayata geçirme şansını yakalar. Şu anda bu yazının bu sitede yer alması da tam olarak bu amaca hizmet ediyor.