Bloomberg’de yayınlanan bir makale FinTech’ler için “Para yoksa büyük oyunda işleri zor” diyor.
Bloomberg köşe yazarlarından Matt Levine bugüne dek yapılan FinTech değerlendirmelerine farklı bir bakış açısı getiriyor. Levine makalesinde teknoloji ne kadar önemli olursa olsun, bankacılık dünyasında paranın önemine dikkat çekiyor. Aşağıda bu makalenin kısaltılmış bir özetini bulabilir veya dilerseniz orijinalini buradan okuyabilirsiniz.
Bankalar teknoloji şirketleri midir?
Finansal krizden kaynaklanan kısıtlamalar, patlamayı tetikleyen kaldıraçla sonuçlandı. Oyuncular değişimi hissetmişlerdi ve yıllar geçtikçe, özellikle de teknolojik altyapıya sahip olanlar, bu yeni Rönesans’tan zevk aldılar. Bu mücadele nihayetinde sadece üç şirketin yarışta kaldığı bir yapıya dönüştü. Bugün; Goldman Sachs, Morgan Stanley ve JPMorgan Chase, 58 milyar dolarlık bir endüstriyi kontrol etmek için teknolojik bir silahlanma yarışına koşuyorlar.
Teknolojik silahlanma yarışına odaklanırsanız, tarafların sadece Goldman, Morgan Stanley ve JPMorgan olması biraz garip gelebilir. Elbette hepsi teknoloji odaklı şirketler olmanın avantajına sahip ama dünyada gerçek teknoloji şirketleri de var. Google ya da Amazon, eğer isterlerse çok başarılı ticari algoritmalar geliştirebilirler. Bankacılık kökenli olsun veya olması pek çok akıllı teknoloji uzmanı, bankaların keyfini kaçıracak ve müşterilerin yeni beklentileri ile uyumlu oyunu değiştirecek projeler üzerinde bir süredir çalışıyor. (FinTechler kastediliyor)
Düşük gecikme süresi ve süslü algoritmaları geliştirmek mümkün. Birçok teknoloji şirketi böyle şeyler yapabilir. Ama aynı zamanda para, bilanço, kaldıraç ve borsa erişimi de gerekiyor. Bu bir teknoloji işi değil. Bu bir bankacılık işi.
Bu durum FinTech dünyasında sıkça yaşanan bir derstir. Bir teknoloji uzmanı, bankaların yaptığı bir şeye bakar ve “Bunu daha iyi yapabilirim. Bir bankadan daha akıllı ve daha hızlıyım, daha güvenilir ve bankanın sorunlarıyla uğraşmadan bunu çözebilirim” der. Ve sonra inanılmaz bir ürün geliştirir, dışarı çıkar ve müşterilere sunar ve bu müthiş ürünün talep görmediğine şahit olur. Müşteriler sadece müthiş bir teknolojiye değil, bankaların müşteri ağına, diğer kurumsal ilişkilerine veya bankaların parasına ulaşmak isterler. Bankalar teknoloji ile birbirine kenetlenmek için çalışıyor olabilirler, ancak sadece teknoloji şirketleri bu beklentilerin hepsinin üstesinden tek başına gelemezler.
FinTech İstanbul Yorumu: Uzun süredir altını çizdiğimiz bir konuyu Bloomberg’de yer alan makale farklı bir bakış açısı ile sunuyor. Bankaların ilişki ve maddi ağlarının gücü tartışılmaz. Öte yandan teknoloji şirketlerinin ve FinTech’lerin ne kadar etkili çözümler sunabileceğini tartışmanın bir anlamı yok. Her iki tarafın işbirliği yaptığı noktada ise ortaya çıkan gücün eşsiz bir kulvar yaratacağından artık kesinlikle eminiz.