Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Dr. Soner Canko, Bankless Times için verdiği röportajda Türkiye’de gelişen bir FinTech sistemi yaratmak için birçok farklı bileşene ihtiyaç olduğunu ve Bankalararası Kart Merkezi’nin bu ihtiyaçları bir araya getirme konusunda Türkiye’ye yol gösterdiğini belirtti.
Büyük kredi kartı sistemlerinin ilgisizliği üzerine, 13 Türk Bankası’nın güçlerini birleştirmesiyle hayata geçirilen yerel ödeme sistemi BKM’de üye bankalar birbirlerinin kartlarını kabul ediyor. Amerika için Visa/Mastercard ne anlama geliyorsa, otuz yıla yakın bir geçmişi bulunan BKM de bugün Türkiye için aynı anlama sahip. Enstitülerin de sisteme katılımıyla veri havuzu epey zenginleşen BKM, sektör hareketlerini düzenleyicilerle paylaşırken bir yandan da Türkiye’deki kart piyasalarına bilgi sağlıyor.
BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, BKM’nin ilk günden bu yana bir kart birliği gibi çalıştığını ifade etti. Dr. Canko ayrıca dijital ödeme verilerine göre ülkenin sağlıklı bir büyüme gösterdiğini, bunun da ülkenin teknolojiye yatkın genç nüfusu ile ilişkili olduğunu belirtti. Verilere göre finans işlemlerinin yarısı artık dijital olarak yapılıyor. Türkiye’de 2023 yılına kadar nakit para taşımayan bir toplum hedefleri olduğunu belirten Dr. Canko, yüzde 50’lik bu oranın artmasını bekliyor.
Dr. Canko koyduğu hedefin büyüklüğünü kabul ediyor; ancak kullanılabilir hane geliri işlemlerinin yüzde 38’ini kredi ve banka kartları üzerinden işleyen Türkiye’nin doğru istikamette hareket ettiği açıkça görülüyor. Bu büyüme aynı zamanda insanların bankalara olan güvenini de gösteriyor.
Türk insanının teknik konulara kolay adapte olduğunu belirten Dr. Canko, ülkenin nakit taşımayan topluma dönüşümü konusunda kendisine güveniyor. 2000’li yıllarda EMV çip sisteminden PIN sistemine başarıyla geçilmişti. Bankalar bu süreçte müşteri kaybetme korkusu yaşamış ancak sonuç beklendiği gibi çıkmamıştı. Dr. Canko, ülkedeki akıllı telefon kullanımının bu denli artmasıyla, Türk insanının mobil bankacılığa da kolayca adapte olacağına inanıyor.
Devletin 2007 ve 2013 yıllarında çıkardığı yasaları örnek göstererek, sektörün iyi denetlendiğini söyleyen Dr. Canko, hükümetin bu alanda yapılacak düzenlemeler konusunda keskin kuralları olduğunu, aynı zamanda FinTech firmaları için de fırsat yaratmak istediğini belirtti.
Türkiye’de FinTech sektörünce gerçekleştirilen her büyümenin, endüstri odaklı olması dolayısıyla güçlü olacağını belirten Dr. Canko, işe yarayanın uygulamaların kalacağını, işe yaramayanların ise bir kenara atılacağını söyledi.
Başarılı bir dijital dönüşüm için çok sayıda değişkenin bir araya gelmesi gerektiğini belirten Dr. Canko, halkın sürece adaptasyonunun, enstitü ve FinTech firmalarının güçlü merkezi organizasyon yetkilendirmelerine de bağlı olduğunu söyledi. Türkiye’deki sektörün, Amerika ve Avrupa’da yaşanan krizlerin yarattığı güvensizliklerle uğraşmayacağını belirten Dr. Canko, endüstrinin teknolojiyi modernize etme konusunda bugüne kadar iyi iş çıkardığının da altını çizdi.
Dr. Canko’ya göre modernleşme süreci halen devam ediyor. 2016 yılında BKM, Türkiye FinTech topluluğunun tüm gereksinimlerini tek çatı altında toplamayı amaçlayan platformu FinTech İstanbul’u kurdu. FinTech İstanbul bugüne kadar sayısız konferans ve buluşma düzenledi. Konunun uzmanlarıyla röportajlar yaptı, girişimciler için sertifika programları geliştirdi.
Blockchain teknolojisinin, Türkiye’nin dijital büyüme planlarında çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Dr. Canko platform ile ilgili olarak:
“İstanbul’u bir FinTech merkezi yapmak istiyoruz. Ekosistemimiz hali hazırda gayet iyi durumda. BKM hem online hem de offline perakendecilerle iyi ilişkilere sahip. Hem yerel hem de küresel oyuncular için güçlü ve hareketli bir pazarımız var.” diye konuştu.
Platformun 2019 yılında vereceği konferansa, IBM, Microsoft ve Oracle gibi teknoloji devlerinin yanısıra, eğitim, finans ve üretim alanında faaliyet gösteren, toplamda 41 firma katılım gösterecek.