Dünyayı etkisine alan COVID-19 salgını, insanların yaşama ve çalışma şeklini çoktan değiştirmiş durumda. Salgın sonrası seyahat ve sağlık gibi birçok sektörde değişim beklenirken finansal hizmetler için de ciddi bir dönüşüm söz konusu olabilir.

Virüsün yayılmasını engellemek için getirilen karantina uygulamaları sonrası birçok kişi evinden çalışmaya başladı. Firmaların evden çalışmaya zorlanması da beraberinde dijital teknolojileri daha sık kullanma gerekliliği getirdi. Bunun yanı sıra salgından ciddi manada etkilenen bankacılık ve finans sektörü de yaralarını sarmak için dijital teknolojilere yöneldi.

Kriz bize bariz bir şekilde dijitalleşmeye yatırım yapmanın ne kadar gerekli olduğunu gösterdi. Finansal hizmetler de salgın sonrası bu dijitalleşmenin getirdiği trendlerden yararlanarak geleceğe daha güçlü bir şekilde hazırlanabilir.

Eski sistemlerin dijitalleşmesi

Salgınla birlikte bir kez daha gördük ki birçok finans kurumu hala dijitalleşmeye hazır değil. Eski ve modası geçmiş sistemler üzerine inşa edilen bu kurumlar gelişmelere ayak uydurmakta zorlanıyorlar.

NodesAgency’nin son raporuna göre bankaların yüzde 55’i dijital olgunluğa erişmemiş durumda. Hal böyle olunca salgının yarattığı farkındalıkla birlikte eski sistemleri kullanmaya devam eden finansal kurumların dijitalleşme çabaların sık sık görülmesi bekleniyor.

Uzaktan çalışma

Herkesin evinde kalması gereken bu dönemde hemen hemen her sektörde olduğu gibi finansal kurumlar da uzaktan çalışma gerçeğiyle tanıştı. Ancak finans sektöründe diğer sektörülere kıyasla istisnalar var. Tüketicilerin hala önemli bir kısmı bankacılık işlemlerini gerçekleştirmek için bankalara gidiyor. Birçok bankanın kredileri tamamlamak ve hesap açmak gibi işlemler için çevrimiçi uygulamaları bulunmuyor. Ayrıca fazla çalışanı olan bankaların da gerçek zamanlı bilgi için bankacılık suncularına bağlı çalışması gerekiyor. Bu da oldukça yüksek kapasiteli internet erişimi gerektiriyor.

Salgınla birlikte bankalar ve düzenleyiciler bu yeni gerçekliğe uyum sağlamaya başladı. FINRA, uzaktan çalışan finansal şirketlere yardımcı olacak yeni yönergeler yayınladı. Bundan sonraki süreçte de finansal kurumların uzaktan çalışmayı optimize etmeye yönelik çabalarına şahit olacağız gibi görüyor. Özellikle eksiksiz hizmet ve güvenlik konuları bu çabaların ana odak noktası olacak.

Robotik Süreç Otomasyonu

Robotik Süreç Otomasyonu (RSO) FinTech dünyasında salgından önce de yükselişte olan bir konuydu. İnsanların yanında sıradan ve tekrarlayan görevleri yerine getiren sanal bir robot iş gücünün terimi olarak kullanılan RSO, finans sektöründeki bu tür görevleri halletmek için son derece uygun bir teknoloji. Örnek verecek olursak; kayıp veya çalıntı kredi kartlarının değiştirilmesi, taranan dosyaların danışmanların zaman çizelgeleri ile mutabakatı ve yeni uyumluluk düzenlemelerinin izlenmesi sürecini yönetmek gibi işlemler RSO tarafından gerçekleştirilebilir.

Covid-19 ile birlikte RSO bir kez daha finans sektörünün odak noktası haline gelecek gibi görünüyor. Şirketler RSO ile birlikte maliyetleri ciddi ölçüde azaltırken çalışan verimliliğini de artırmak isteyecekler.

Dijital kimlik

Bu süreçte en çok gündeme gelen konulardan birisi de dijital kimlik oldu. Bir kişinin tıbbi geçmişi, bankacılık bilgileri veya dijitalleştirilebilecek herhangi bir verisinin tek bir potada toplanması finans sektörünün hayali diyebiliriz. Covid-19 ile birlikte bu hayalin gerçekleşme hızlı artabilir.

Salgınla birlikte kişinin hava yolcularının uçmadan önce tıbbi geçmişlerini kanıtlamaları gerektiği konusu gündeme geldi. Bununla birlikte sosyal mesafe uygulamaları sırasında birçok devlet dairesinin kapalı olması, işlemlerini gerçekleştirmek isteyen kişilerin mağdur olmasına sebebiyet verdi. Halbuki dijital bir kimlik birçok sorunun ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.

Hemen hemen her alan dijital kimliklere yönelik artan ihtiyaç finans sektörünü de olumlu etkileyecek.

Nakitsiz toplum

Son birkaç yıldır insanların kâğıt para kullanımından uzaklaştığını söyleyebiliriz. Virüs salgınıyla birlikte ise bu durum zirve noktasına ulaştı. Dünya Sağlık Örgütü’nün kâğıt paraların virüs taşıyıcısı olabileceğine dair yaptığı açıklamalarla birlikte insanlar teması azaltmak adına dijital ödeme yöntemlerine yöneldiler.

Bu da finansal kurumları zaten var olan bir fırsatı tekrar gözden geçirmelerine itiyor. Ayrıca dijital para tatışmaları da bu dönemde sık sık gündeme geldi. Salgını atlatan Çin’in bu alana yönelik çalışmalarına tekrar hız vermesi dikkatlerden kaçmadı.

Dijital işlemler bu dönemde dramatik bir şekilde artarken sonrasında da bu eğilimin devam etmesi bekleniyor.