Yapı ve Kredi Bankası Fikir Geliştirme Merkezi Müdürü Görkem Çokçetin’e FinTech ekosistemi ile alakalı sorularımızı yönelttik.
Bir bankacı gözüyle FinTech denildiğinde ilk düşünceniz ve tepkileriniz neler oluyor?
FinTech denildiğinde ilk düşüncemiz tabii ki rekabet oluyor ama aynı zaman işbirliği için fırsatlar, müşterilere sunulabilecek kişiselleştirilmiş hizmetler ve bankaları daha yenilikçi olmaya iten bir güç görüyorum.
Türkiye finansal çözümler özellikle kredi kartları ve mobil bankacılık servisleri açısından dünyanın lider ülkelerinden birisi. Bu açıdan ele aldığımızda FinTech bankacılık yapımızın “popüler adı konulmamış” bir parçası olarak değerlendirilebilir. Bu düşünceye katılıyor musunuz? YKB adına mutlaka bankacılık teknolojileri alanında paylaşmak isteyebileceğiniz başarılara imza attığınızı düşünüyorum. Bu kapsamda değerlendirebileceğimiz bir örnek verebilir misiniz?
Bence “Self Servis World” buna en güzel örnek. Üye işyeri ve dijital bankacılık ekipleri bir FinTech gibi çalışıp, KOBİ üye işyeri müşterilerimizin kendi kampanyalarını düzenleyebilecekleri ve hedef World kart müşterilerine ulaşabilecekleri bir platform yarattı. KOBİ üye işyerleri artık rastgele binlerce müşteriye SMS/mail atmak yerine Yapı Kredi (big data) büyük verisi içinden süzülmüş hedef müşterilere düşük bir maliyetle kampanyalarını ulaştırabiliyor. Bu hem gelire çevrilmesi hem de izinli pazarlama regülasyonun yenilikçiliğe çevrilmesi. Yurtdışında anlattığım bir platformda inanılamaz ilgi çekti.
FinTech Girişimlerinin geleneksel bankacılık ve finans sektörü üzerinde yıkıcı, tamamlayıcı veya bütünüyle sahiplenilen farklı etkileri olacağına dair bir birinden çok farklı düşünceler var. Siz bu açıdan FinTech’in geleceğini ve geleneksel bankacılık/finans ekosisteminin bu gelecekteki rolünün nasıl olmasını bekliyorsunuz?
FinTech şirketleri olmasa da dijitalleşme günümüzün bir gerçeği ve buna ayak uyduramayanlar kurumlara her ikisinin de mutlaka yıkıcı etkisi olacaktır. FinTech şirketlerinin en büyük etkisi tamamlayıcı yönde olacak.
Bankacılık yoğun regülasyonların olduğu, müşteri güveni ve tabanının önemli olduğu bir sektör. Bu nedenle FinTech şirketleri bütünü ile müşteri sahiplenen bir yapıda olamayacaktır. FinTech banka işbirliğinde bence tamamlayıcı yönde sınırsız imkanlar var.
Ölçek olarak bir bankanın kaynak ayırmaya tereddüt ettiği bir hizmete veya ürünle FinTech şirketleri ile yapılacak işbirlikleri ile daha hızlı ve ucuza erişme şansı bence çok heyecan verici.
Genel olarak FinTech başlığı ve geleneksel yapılara etkisi üzerine eklemek istediğiniz başka noktalar var mı?
Apple, Samsung, Facebook veya Google gibi büyük oyuncular müşterileri tamamen sahiplenmek isterse bu varsayımları alt-üst edebilir. Bir de dikkatle izlenmesi gereken Square gibi adım adım müşterinin her ihtiyacını karşılamaya yönelen örnekler var.
Her ne olursa olsun önümüzdeki yıllar değişimin hızlı olduğu ve bunun müşterilere daha kaliteli ve kişiselleşmiş bir hizmet olarak yansıyacağı bir dönem olacak. Bankalar mutlaka multi-disipliner inovasyon takımları ve onları destekleyecek kaynakları oluşturmalı.