Bireylere yönelik finansal danışmanlıkta robo-danışmanlar önemli yol kat etti. Şimdi sıra milyarlarca dolar büyüklüğe sahip kurumsal danışmanlık hizmetlerinde…
Yapılan işin içeriğine göre danışman statüsündeki kişilerin farklı tanımları olabilir. Ancak oyun değişiyor. Harvard Business Review’e göre bugüne kadar arka planda yardımcı rollere bürünen robo-danışmanlar artık kurumsal stratejilere yön vermeye hazırlanıyor.
Robo-advisor ya da robo-danışman… Bir sinema filminde başrol oyuncularının gerçek hikayelerinin anlaşılmasında kritik rol üstlenen yardımcı oyuncular misali robo-danışmanlar da para ve varlık yönetiminde başarıya ulaşmanıza yardımcı oluyordu. Ancak oyun değişiyor olabilir. Harvard Business Review’de çıkan “Robo-Advisers Are Coming to Consulting and Corporate Strategy” başlıklı makale, bu yapay zekalı dostlarımızın rol çalmaya başladığını işaret ediyor.
Thomas H. Davenport, Barry Libert ve Megan Beck imzalarına sahip yazı, yapay zekanın finans sektöründeki rolünün artık kanıksandığıyla başlarken yeni nesil robo-danışmanların trilyon dolarlık kurumsal danışmanlık sektöründeki konumunu da masaya yatırıyor.
Makaleye göre, ilk örnekleri 2008’de karşımıza çıkan ve bu yıl 10. yaşına basacak olan robo-danışmanların yaklaştığı seviye Deloitte’un bir araştırmasında kendini gösteriyor. Bu araştırmaya göre yalnızca ABD’de, 2025 yılına gelindiğinde “otomatik yönetim kapsamındaki varlıkların (insan destekli hibrit olanlar dahil) bugünkü 300 milyar dolar seviyesini katlayıp 7 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. Bu, aynı zamanda toplam bireysel finansal varlıkların yüzde 10 ila 15’i aralığı demek. Bir başka araştırma ise yayınladığı kredi notlarıyla ülkemizde de zaman zaman ismiyle karşılaştığımız Fitch Ratings’den geliyor. Bu kuruma göre 2016 sonunda robo-danışmanlar 100 milyar dolarlık bir fon yönetiyordu. A.T. Kearney ise robo-management yani robo-yönetim kapsamındaki varlıkların 2021 yılı sonunda 2.2 trilyon dolara ulaşmasını bekliyor.
HBR’deki makalede yöneltilen sorulardan biri, yapay zeka destekli bu çözümlerin şirketler için de aynı verimlilikte çalışıp çalışmayacağı. Şirket stratejilerinin bireysel yatırımlara oranla karmaşık olduğu belirtilirken, bu sınıftaki danışmanların yüksek ücretler aldığına dikkat çekiliyor. Bununla birlikte danışmanların çoğunlukla geçmişteki deneyimlerin de etkisiyle yönlendirici olduğu belirtiliyor.
Sürekli artan veri insan danışmanların karar almasını zorlaştırıyor
Kurumlara ait verilerde son yıllarda adeta bir patlama yaşandığı ifade edilen makalede, bu verilerin hem finansal verilerden (gelirler, kârlar, büyüme) hem de mali olmayan (müşteri duyarlılığı, çalışanların süreçlere katılımı, pazarlama etkinlikleri, ürün geribildirimleri, ortak ekosistemler vb.) verilerden oluştuğuna dikkat çekiliyor. Toplam veri miktarının her 14 ayda bir iki katına çıkmasına ise ayrı bir parantez açmak gerekiyor.
McKinsey tarafından yapılan araştırmalara göre ABD’de şirketler bu yüklü ve çeşitli verilerin oluşturduğu kaosa benzer durumda adımlarını düzgün atabilmek adına yılda 650 milyar dolarlık bir bütçe ayırıyor. İşte robo-danışmanların kurumsal danışmanlık pazarından alacağı pay da bu tutarın içinde bulunuyor.
Yapay zekanın geliştirilmesine yönelik yatırımların milyar dolarlarla ölçüldüğünün altı çizilen makale, robo-danışmanların hayatı kolaylaştırıcı yapısının kısa süre içinde kurumsal dünyaya yayılacağı belirtilirken bunun “an meselesi” olduğuna da vurgu yapılıyor.
Yeni dönem için üç strateji önerisi
HBR’deki makalenin yazarları robo-danışman çağına ayak uydurabilmek için üç strateji ortaya koymuş. Bu stratejiler ve yapılan yorumlar ise şu şekilde sıralanıyor:
Net bir çözüm bulun: Bazı robo-danışmanlık şirketleri yalnızca yapay zeka yoluyla tavsiye aşamasına geçmiş durumda. Buradaki amaç en düşük fiyat noktasını bulabilmek ve dijital çağın yerlilerini kendilerine çekmek. Ancak gelinen noktada insan danışmanların desteklediği robo-danışmanlık çözümleri daha pahalı olmalarına rağmen daha çok ilgi görüyor. Yani hibrid çözümler bu alanın fikir lideri olmaya bir süre daha devam edecek.
Kendi robo-danışmanlarınızı oluşturun: Şirketler, kendi robotik ya da yarı-robotik tavsiye mekanizmalarını geliştirebilir. İç sorunları çözen kurum içi bir robo-danışmanla çalışmak süreci deneyimlemek ve geminin kaptanı olarak dümeni üçüncü parti bir hizmet sağlayıcıya teslim etmeme faydalarını beraberinde getirebilir.
Bir robo-danışmanlık firmasını satın alın ya da ortak olun: Finansal robo-danışmanlık şirketlerinin çoğu daha başlangıç aşamasında ya satın alınıyor ya da büyük ölçekli kurumlardan yatırım alıyor. FutureAdvisor’un 150-200 milyon dolar aralığındaki bir değerlemeyle satılması, JP Morgan’ın Motif Investing ortaklığı, UBS’in SigFig’deki yatırımları öne çıkan örnekler.
Yazının İngilizce tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz.