Edgar, Dunn & Company Türkiye Ülke Müdürü Kayhan Akyıldız Çin’deki finans ekosistemini ve buna bağlı teknolojk gelişmeleri değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı.
Çin: Teknolojiden Finansa Sıra Dışı Bir Pazar
Amerika’nın ardından dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan ve 2020’den sonra dünyanın en büyük ekonomisi olma ünvanını kazanacağı tahmin edilen Çin’de özellikle de son 15 yıldır momentumu iyice artan teknoloji odaklı dönüşüm sayesinde Çin firmaları dünyanın en büyük şirketleri listesinde üst sıralara tırmandı. Napolyon’un “uyuyan bir dev, bırakın uyusun, uyandığında düyayayı şaşırtacak” dediği Çin’in yaşamış olduğu bu dönüşümü demografik nedenlerle tesadüfi ve kaçınılmaz görenler olsa da, teknolojik anlamdaki bu gelişiminin en önemli nedeni uzun yıllardır kapalı bir ekonomi olmasının avantajını oldukça planlı ve vizyoner bir devlet poltiikasıyla harmanlayarak uygulamaya alabilmesidir.
Özellikle beş yıl öncesine kadar ödeme teknolojilerinin kullanımında pek dikkat çekmeyen Çin, bugün yeni teknolojilerde trendleri belirleyen ülke konumuna gelmiştir. Öyle ki bu durum Çin’i ve Çinli FinTech firmalarını, bugün Microsoft, Apple, Google, Cisco gibi pek çok dev şirketin ve markanın yaratılmasında önemli katkıları olan risk sermayesi (venture capital) yatırımlarında dünyadaki en önemli pazar haline getirmiştir. 2016 yılında dünyadaki FinTech şirketlerine yapılan risk sermayesi yatırımlarının %47’si Çin şirketlerine yapılmıştır.
Çinli BigTech Şirketlerinin Yükselişi
Planlı bir ekonomi olmanın da verdiği güçle Çin teknoloji alanında keskin adımlar atmıştır. Bir yandan devlet politikası olarak dünyada yaygın kullanılan bazı platformlara erişimi kısıtlamaya çalışırken, diğer yandan bu platformların yerine yerli şirketlerin sunduğu başarılı çözümlerin kullanımını teşvik ederek Alibaba, Tencent, Baidu ve JD.com gibi Çinli şirketlerin dünyanın en önemli şirketleri arasına girmesine katkıda bulunmuştur. Öyle ki bugün dünyada piyasa değeri en yüksek ilk beş internet şirketi listesinde Alibaba ve Tencent; Google, Facebook ve Amazon’un yanında yer almaktadır.
Konuyu teknoloji genelinden, ödeme sistemleri özeline çekmek gerekirse, kartlı ödemelerin yaygınlaşmasında önemli rol oynayan ve Çin’in ilk ve tek yerli şeması olan UnionPay, yerel bir marka olmanın ötesine geçerek uluslararası bir markaya dönüşmüş ve 2010 yılından bu yana kart sayısında dünyanın en büyük oyuncusu olmuştur. İşin ilginç yanı böylesine devasa bir başarıyı kuruluşunun sekizinci yılında yakalamış olmasıdır. Bugün yaklaşık 6 milyarın üzerindeki kart sayısı ile dünyada %55’lik pazar payına ulaşmıştır.
Ödemelerde Mobil Devrim: Alipay ve WeChat Pay
Her ne kadar kartlı ödemelerin gelişimde UnionPay önemli bir paya sahip olsa da son yıllarda artan internet erişimi ve akıllı telefon sahipliği ile Çin’de ödemelerin karttan mobile kaymaya başladığı görülmektedir. Çin ödeme sistemleri pazarında yaşanan bu değişimi en iyi gözlemleyen ve değerlendirenler e-ticaret devi Alibaba ve sohbet uygulamaları ile tanınan Tencent olmuştur. QR tabanlı mobil ödeme yöntemleri olan Alipay ve WeChat, Çin’de online ve offline işyerlerinin çok büyük bölümü tarafından kabul edilir hale gelmiştir. Her gün milyonlarca Çinli tarafından düzenli olarak kullanılan Alipay ve WeChat, günlük kullanılan uygulamalarına ödeme özelliğini ve diğer finans ürünlerini ekleyerek bu başarıyı yakalamışlardır. Her ne kadar Çinli FinTech firmaları ödemeler alanında sundukları yenilikçi çözümlerle vitrine çıkmış olsa da bahsi geçen Alibaba, Tencent, Baidu gibi şirketlerin çalışmaları ödemelerle sınırlı değil. Drone teknolojisinden yapay zekâya, bulut teknolojisinden harita uygulamalarına, sesli asistanlardan otonom arabalara kadar birçok alanda ürün ve hizmet sunan, araştırmalar yapan bu şirketler, geleceğe damga vurmaya hazırlanıyor.
Devlet yönetiminden aile politikalarına, teknolojiden ödemelere kadar birçok alanda özgün bir ülke olan Çin, hiç şüphesiz önümüzdeki yıllarda adını en çok telaffuz edeceğimiz ülkeler arasında başı çekecek. Teknoloji şirketlerinin ve ülke içerisinde başarıyı yakalamış çözümlerinin uluslararası alanda atmaya başladığı adımlar da bunu perçinliyor. Çin’in uluslararası ilişkilerini güçlendirme yolunda izleyeceği stratejiye esas oluşturan Kuşak ve Yol Girişimi de muhakkak ülkemiz için fırsat kapıları açacaktır. Geldiği nokta tesadüf olmayan Çin’i ve Çinli teknoloji şirketlerini yakından izlemeye devam edeceğiz.
Devlet yönetiminden aile politikalarına, teknolojiden ödemelere kadar birçok alanda özgün bir ülke olan Çin, hiç şüphesiz önümüzdeki yıllarda adını en çok telaffuz edeceğimiz ülkeler arasında başı çekecek. Teknoloji şirketlerinin ve ülke içerisinde başarıyı yakalamış çözümlerinin uluslararası alanda atmaya başladığı adımlar da bunu perçinliyor. Çin’in uluslararası ilişkilerini güçlendirme yolunda izleyeceği stratejiye esas oluşturan Kuşak ve Yol Girişimi de muhakkak ülkemiz için fırsat kapıları açacaktır. Geldiği nokta tesadüf olmayan Çin’i ve Çinli teknoloji şirketlerini yakından izlemeye devam edeceğiz.
Bu yazı ilk olarak Kayhan Akyıldız‘ın Medium hesabında yayınlanmıştır. Kendisinin Linkedin hesabına buradan, Twitter hesabına ise buradan ulaşabilirsiniz.