Bankalararası Kart Merkezi, Genel Müdürü Yardımcısı Celal Cündoğlu, Money20/20 Europe etkinliğine katılarak izlenimlerini değerlendirdiği bir Medium makalesi yayınladı. 

Nefes nefese bir konferans

Money20/20 Avrupa 2018

4–6 Haziran tarihlerinde Amsterdam’da gerçekleşen Money20/20 Avrupa konferansının ilk iki gününe katıldım. Adının da verdiği ipucundan anlaşılacağı gibi konferansın amacı katılımcılara paranın geleceği ile ilgili 20’ye 20’lik bir vizyon kazandırmak. Konferansta paraya yön vereceği düşünülen ödeme teknolojileri, kanunlar (PSD2 ve GDPR gibi), blockchain, açık bankacılık, yapay zeka konuları yoğun olarak işlendi. Bu yazıda sizinle not ve gözlemlerimi paylaşacağım.

Açılış konuşmaları

Açılış Hollanda merkezli INGBank’ın CEO’su Ralph Hamers tarafından yapıldı. Hamers Amerika ve uzakdoğuda, özellikle Çin’de teknoloji merkezlerinin gelişmekte olduğunu, Avrupa’nın da benzer merkeze ihtiyacı olduğunu, Amsterdam’ın bunun için uygun bir yer olduğunu, kendi bankasının bu amaçla akademisyenlere, girişimcilere ve düzenleyicilere açık olacak yeni bir kampüs kurmakta olduklarının haberini verdi. Bu kampüsün hedefinin INGBank’ın yenilikçi bir açık bankacılık platformu olarak gelişmesini sağlayacak, bankacılığın geleceğinin planlandığı bir çekim merkezi olması olduğunu anlattı.

HSBC Grup COO’su Andy Maguire ise teknolojiye, yeni fikirlere ve girişimlere serinkanlı bir yaklaşımı olduğunu anlatırken bankasının isminin “Highly Simple Becomes Complicated” iş yapış şeklinden geldiği şakası ile açılışa renk kattı.

BBVA CEO’su Carlos Torres Vilainsanların bankalara paralarını güvenle teslim ettikleri için gelecekte de verilerini güvenle teslim edecekleri yerin bankalar olacağını düşündüğünü anlattı. Vila, hiç bir ürün veya hizmetinin bedelinin kişinin mahremiyeti ile ödenemeyeceğini düşündüğünü bir kaç kere tekrar etti.

Carlos Torres Vila’nın güven kavramını irdelediği konuşmasından sonra sahneye Visa Avrupa CEO’su Charlotte Hogg çıktı ve üç gün önce yaşanan VisaNet kesintisinin donanım hatasından gerçekleştiğini, bir siber atak sonucu olmadığını anlatarak, katılımcılardan kurum adına özür diledi. Hogg konuşmasında Fintech’ler için yeni oluşturdukları bir “fast track” programını ve $100 milyon değerindeki yatırım paketini duyurdu.

GDPR & PSD2

Mayıs ayında Avrupa’da yürürlüğe giren GDPR (General Data Privacy Regulation), Eylül 2019’da uygulamaya geçecek olan PSD2 (Payment Services Directive 2) ve PSD2’nin açılımı olan RTS (Regulatory Technical Specification) konularının değerlendirildiği bir çok konuşma dinledim. Düzenleyici temsilcileri, danışmanlar, yatırımcılar, bankacılar ve uygulayıcıların katıldığı panellerde ön plana çıkan düşünceler şu şekilde:

  • Düzenleyiciler kendilerini engelleyici değil yol açıcı/kolaylaştırıcı olarak tanıtıyorlar.
  • GDPR (bizdeki karşılığı KVKK) öncesi döneme ait bakış açıları artık uzaklaşılması gereken “miras kültür” dür.
  • Yatırımcıların tercih ettikleri girişimci profili düzenleyiciler ile diyalog geliştiren kişi ve firmalar. Yeni fikirleri erken aşamada düzenleyiciler ile değerlendirmek ve yönlendirmelerini almak önemli.
  • Genel bir kanun olan GDPR ile ödeme sistemlerine özgü bir kanun olan PSD2 arasında kesişen ve çelişen kısımlar var. Bunların netleştirilmesi gerekli.
  • Avrupa’da ödeme sistemleri alanında bundan sonra hazırlığı yapılan kanuni düzenleme PSD2 ile elektronik para düzenlemeleri arasındaki uyumu sağlamak üzerine yapılacak.
  • GDPR veri koruma üzerine kurulu, ancak DLT’yi (Distributed Ledger Technology) hesaba katmıyor. Blokzincirin getirdiği imkanlar GDPR’ın geleceğinde ele alınmalı.

Geçtiğimiz yıl ING Türkiye’den bankanın Hollandandaki genel merkezine yapay zeka çalışmalarına liderlik yapmak üzere giden Görkem Köseoğlu(@gorkemk) katıldığı panelde kendisine yöneltilen soru üzerine müşteri verisi korumasını doğru bir şekilde sağlamanın, GDPR düzenlemesi olsa da olmasa da, bankaların geleceği için çok önemli bir başarı faktörü olacağını vurguladı. Köseoğlu, GDPR’ın getirdiği kısıtların bankayı rahatsız etmediğini ve bu kısıtlar dahilinde bile verinin sağladığı olasılıklar açısından önemli fırsatları getirdiğini belirtti.

İşyeri bakış açısının Walmart, Kohl’s, Metro AG ve Louis Vuitton’dan temsilcilerin katılımı ile ele alındığı oturumda ise her türlü kanuni veya gönüllü sektörel düzenlemede (burada daha çok ödeme sistemlerini kastediyorlardı) perakende sektörünün sürece en baştan itibaren katılmasının önemini vurguladılar.

Neden nefes nefese?

Yazının başlığında konferansı “nefes nefese” diye tanımladım çünkü birbirine eşanlı sekiz farklı salonda devam eden birbirinden farklı ilginç oturumların arasında gidip gelebilmek navigasyon becerisi gerektiriyordu ama tek başına bu da yetmedi. Oturumların süreleri gittikçe kısalıyor, konular 15 dakika içinde uzman konuşmacılar tarafından özetleniyor, not yazayım, foto çekeyim, tweet atayım, kritik mesajı kaçırmayayım, demoyu anlayayım, görmek istediğim kişi ile konuşayım, kaç zamandır görmediğim meslektaşların güncel haberlerini alayım, randevu yerini yazmışlar mı diye email bakayım, yemek yiyemedik-kahve içemedik ama bir meyve ısırayım derken nefes nefes kalmamak mümkün değil. Etkinliğin hakkını vermek için zindelik, odak ve nihayetinde sağlam akciğerin kesinlikle gerekli olduğunu hissettirebilmek için başlığı böyle seçtim.