Apple’ın yaz aylarında çıkaracağı fiziksel ve sanal ödeme kartları, şimdiden finansal teknolojilerin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Ancak uzmanlar, Apple’ın sektörü etkilemek için başarılı olması gerektiğini düşünmüyor. Apple’ın başarısından bağımsız olarak, oyun kuralları yeniden belirlenebilir.

Son kullanıcıya yönelik teknolojiler söz konusu olduğunda, Apple her zaman ezber bozan bir oyuncu olarak görüldü. Mac bilgisayardan başlayıp iPod, iPhone ve iTunes ile zenginleşen bir ekosistem, onlarca yıldır dünya genelinde kullanıcıların iletişim ve eğlence alışkanlıklarını değiştiriyor. Bu değişimin iyi mi kötü mü olduğu tartışılsa da, Apple’ın pek çok dikeyde olmazsa olmazlar arasına girdiği net bir gerçek.

Şimdiye kadar bu değişimin yankıları ödeme teknolojileri alanında kendini pek hissettirmemiş olsa da, Ondot Systems CEO’su Bharghavan Vaduvur’un PYMNTS’a verdiği röportaja göre Apple ödeme dünyasıyla ilgili köklü değişikliklere hazırlanıyor.

Son olarak geçtiğimiz ay Mastercard ve Goldman Sachs iş birliğiyle yeni bir ödeme kartını piyasaya süreceğini duyuran Apple, hem sanal hem fiziksel olarak kullanılabilecek bu kartla sanal ödemelerde yüzde 2, fiziksel ödemelerde ise yüzde bir nakit geri ödeme yapacağını açıklamıştı. Apple Pay ile bağlantılı çalışması planlanan kart bu yaz başında ilk sahipleriyle buluşacak.

Fiziksel ve sanal kartların sürdürülebilir bir deneyim için birbirine duyduğu ihtiyaç, bugüne kadar pek çok FinTech şirketinin doğru çözümü bulmakta zorlandığı bir bilmece oldu. Son olarak PayPal da Venmo’dan elde ettiği gelirleri artırmak için kredi kartı çıkarma planları yapıyordu. Ancak konu kart bastırmak olunca, bankaların ve geleneksel finans kuruluşlarının Apple gibi yeni nesil sağlayıcılara göre hatırı sayılır avantajları bulunuyor. Bankalar kart işinde kritik önem taşıyan bilgi birikimine, finansal altyapıya ve diğer paydaşlarla güçlü iş birliklerine sahipler.

Vaduvur’un açıklamasına göre Apple inovasyonu erişilebilir hale getirip, tüketici kitlesiyle güçlü bağlar kurarak yeni normaller inşa etmekte usta. Girdikleri her pazarın baskın gücü olmasalar da, her seferinde bir dönüşümün tetikleyicisi olmayı başarıyor. Bu yüzden Apple Card’ın başarılı olup olmaması sektör için çok da önemli değil. Apple kendi markasını basitlik, mahremiyet ve elbette sunduğu ürün veya hizmetin yetersiz kaldığı noktaları gizleyen bir cazibe faktörü üzerine kurmuş bulunuyor. Mevcut Apple Card özellikleri arasında yer alan şüpheli işlem bildirimi, işlem görüntüleme ve fiziksel kartlarla verilecek yüzde 1’lik ödül piyasa için pek de yıkıcı birer yenilik sayılmaz. Öte yandan sektöre getireceği ivme ve yönelim ekosistem içinde, Apple’ın başarısından bağımsız olarak, oyun kurallarının yeniden ele alınmasını sağlayabilir.

Makalenin devamını okumak için tıklayın.