Her geçen gün daha fazla konuşma, tartışma, regülasyon, konferans, yayın ve sosyal medya paylaşımları tüketicilere yönelik öneriler etrafında toplanıyor: İnsanlar nasıl daha iyi ödeyebilir, nasıl daha iyi kullanıcı deneyimi edinebilir, nasıl alışverişlerini geliştirebilir, sosyal medyadan e-ticarete nasıl bağlanabilir… Tüm bu tartışmalar gayet güzel ve gerçekten son tüketici odaklı.
Öte yandan gerçek iş hayatı, paranın büyük kısmı, en etkili gelişimler aslında B2B alanında; küçük-büyük, kamu-özel, yerli-yabancı şirketler, kurumlar, kuruluşlar ve devletler iş süreçlerinde yer alıyor. Bu alanlarda ödeme işlerinden sorumlu kişiler, iş vereni, iş talep eden kişiyi, devlet yetkilisini, işletmeciyi, hizmet sağlayıcısını, bankayı ve KOBİ’yi temsil eder ve önemi çok büyüktür.
Öyle ki bir ekonomideki para akışlarına dair kapsamlı, yapısal bir görüş elde etmek için geriye doğru adım attığınız zaman, yapının sonundaki küçük bir segmentin dışında neredeyse her şeyin B2B/G2B olduğunu görebilirsiniz.

Bu tablo rakamlar ile doğrulanmaktadır: Neredeyse tüm finansal işlemler B2C olarak yapılırken, değerin büyük kısmı B2B’de yer almaktadır. Bu durum onlarca yıldır belgelendirilmiştir.

Source: CapGemini & RBS World Payment report 2014
Yakın geçmişteki araştırmalara göre B2B ödemelerinin küresel değeri yılda 120 trilyon dolar. Söz konusu rakamları sunan aynı araştırmaya göre B2B ödemelerinin %33’ü elektronik olarak gerçekleştirilirken, B2C ödemelerinin %70’i elektroniktir. Böylece, B2B’nin dijitalleşmesi ve optimizasyonunda dev bir potansiyel bulunduğu da gözler önüne seriliyor.
B2B’nin FinTech’deki değerini anlamak
Tüketicilere sunulan değerin artırılması için pazarlama çabalarının odaklandığı ve kâr amacının güdüldüğü son piyasaya oynamak her zaman akıllıca bir strateji olarak belirdi. ABD Altına Hücum eyaletlerinden kalan ünlü bir anekdot, altın bulma ihtimalinin çok düşük olduğuydu. Öte yandan, altın arayıcılar için el aletlerine yönelik çok güvenilir talep söz konusuydu. Talepler kazma ve süzgeçlerden hamamlara, hukuk hizmetlerine ve otellere kadar uzanıyordu. Altına hücum döneminde gerçek para, altın arayanlara sunulan hizmetler aracılığı ile B2B olarak üretildi. Öte yandan, altın arayıcıların birçoğu altın bulamadı. Aracılar, komisyoncular ve hizmet sağlayıcılar ise ticari faaliyetlerin tepesinde yer aldı. Böylece tarihten ders alabilir ve hizmet sağlayıcı/B2B sanayisine bakarak ticarette nasıl başarılı olunacağını görebiliriz.
Tüm bunları gördükten sonra birçok FinTech şirketinin B2B’ye odaklanmış olduğunu bilmek şaşırtıcı değil. Öyle ki, faaliyetlerine tüketici/B2C alanında başlayan, ancak daha sonra daha az kalabalığın olduğu, daha kazançlı ve karlı B2B alanına geçen birçok FinTech mevcut. B2B, paranın olduğu, iş faaliyetlerinin doğrulanacağı ve şirket müşterilerinin hizmetleri için ödeme yapmak istedikleri yer. Bunlar B2C’nin genel kalıbının dışında kalan özellikler.

Bankaların B2B’deki konumu
Yukarıda bahsettiklerimize nazaran bankaların B2B müşterilerine olabileceğinden az hizmet veriyor olması şaşırtıcı. Büyük bankalar, geniş ölçekli şirket müşterilerine büyük kurumsal kaynak planlaması (ERP) aracılığı ile mükemmel entegrasyon hizmeti sunmuş olacaklar. Öte yandan, ulusal gelirin üçte ikisini karşılayan ve dünya genelinde istihdamın yarısından fazlasını temsil eden KOBİ’ler, döviz kurları üzerinden pazarlık yapmak, finanslamayı ayarlamak ve kredi limitlerini uzatmak ile uğraşmak zorunda. Haliyle büyük FinTech’lerin bu dev fırsatı görerek büyük, el değmemiş KOBİ piyasasına yenilikçi çözümler ile daha iyi hizmet sunmak istemesi şaşırtıcı değil. Bu yaklaşım bazen “finansal hizmetlerin demokratikleşmesi” şeklinde ifade ediliyor. Sadece büyük bankalar değil, büyük şirketler ve devletler kullanıcı dostu iş akışları ile modern dijital hizmetler ve grafik kullanıcı arayüzleri (GUI) temin ediyor. Tüm bu araçlar sadece şirket dünyasında değil, ancak herkes için erişilebilir hale geliyor.
Dünyadaki türünün en iyisi örneklerin bazılarını temsil eden şirketler dünyasındaki bu yenilikler, ilerideki bir makalede daha kapsamlı olarak ele alınacak. Bu yeniliklere dair Türkiye’de bazı harika örnekler söz konusu, ancak söylenmesi gereken şu ki dijitalleşme, elektronikleşme ve akıcı işleme ile devrimleştirilen birçok konu söz konusu.

Her ne kadar tüm bu konuların hepsi ana akım medya için çok cezbedici olmasa da – en güncel blokzinciri NFT akımı dışında – birçokları gerçek şirketler için gerçek sorunları çözümlüyor, rekabetçilik ve etkinliği ciddi ölçüde geliştiriyor.
E-faturalama: B2B’ye doğru bir adım
Çekici olmaktan son derece uzak, ancak son derece kazançlı konu örneklerinden biri de e-faturalama. Makalenin yazarı, her sene 50 milyar kağıdın kıta genelinde kullanıldığını hesaplayan Avrupa Komisyonu Uzman Grubu’nun bir üyesi. Söz konusu işlemler bir tedarikçinin bilgisayarından çıktısını aldığı fatura (envanterler, banka detayları, vergi bilgileri, ödeme şartları…) ile başlıyor, belgeyi posta ile müşterinin alım departmanına gönderiyor; burada zarf açılıyor, her bir satın alma müdürü için kopyalanıyor, aynı zamanda muhasebe birimi, malları talep eden birimin başkanı ile daha birçok kişi ve departman için çoğaltılıyor… Kopyaları teslim alan her bir kişi faturanın kopyası üzerine el yazısı ile yorumlarını ekliyor, sonrasında birkaç kişinin elinde daha geziniyor, kopyalara biraz daha yorum ekleniyor, nihayetinde birisi üzerine bir pul yerleştirip faturanın ödenmesi için onay veriyor… Bu süreç içerisinde fatura kopyası üzerindeki bilgiler bir başka bilgisayar sistemine ekleniyor (bazı hatalar ve fazlasıyla ertelemeler eşliğinde), sonunda tedarikçi için ödeme çıkarılıyor… Tedarikçinin kendisi ise sürekli banka hesabını kontrol ederek gelen ödemenin gönderilen faturalar ile uyuşup uyuşmadığını kontrol ediyor. Başından sonuna oldukça karmaşık olan bu sistem şirketler, devletler, KOBİ’ler için son derece masraflı olduğu gibi verimlilikten fazlasıyla uzak, hataya mustarip ve oldukça “orta çağdan kalma” duruyor.
E-faturalama ile (ve e-vergi, diğer bağlantılı hizmetler dahil) – Nordik ülkelerinde onlarca yıldır standart uygulama olan işlemler gibi – faturalar ve ödemeler elektronik olarak düzenleniyor, her işlem akıcı bir şekilde ilerliyor. Bankalar bir anda kullanışlı birçok bilgiye erişim sağlıyor (örneğin şirket müşterilerinin ne kadar gelir elde ettiği, kaç tane faturanın ödendiği ve kaç tanesinin karşılıksız kaldığı gibi) ve kullanışlı kredi puanlama bilgisi elde ediyorlar. Şirketler ise aniden elektronik süreçleri kullanarak tersine finans yapıyor ve böylece tasarruf ediyor, tedarikçiler zamanında ödemesini alıyor ve herkes kazanıyor. Sistemde kimseye yardım etmeyen aksamalar kullanılabilir değere dönüşüyor.
Avrupa’da elektronik faturaların kağıt faturalar ile aynı işlemi gördüğünü temin etmek için kanunun (“eşit muamele”) değiştirilmesi gerekti. Aynı zamanda faturalama için ortak standartlar oluşturuldu. Her ne kadar kat edilmesi gereken henüz çok mesafe olsa da büyük iş çıkarıldı ve işlemler kolaylaştı.
Sonuç
Yukarıda bahsedilen sadece tek bir konu (bugünlerde çok kafa yormayan bir konu olmalı) ve daha birçoğu bulunuyor. Örneğin Treasury 4.0, kaynakların elektronik biçimde yönetilmesini sağlıyor (halen birçok büyük şirkette standart olduğu gibi manuel olarak .CSV dosyalarının Excel’e eklenmesi ile değil), nakit akışı güvenilir bir şekilde öngörülüyor, kaynaklar optimum olarak kullanılıyor… Öyle ki, çok yeni bir konuyu temsil eden “Anında ödemenin” yararlanıcıları tüketiciler değil, şirketler değil (“Anında Ödemelerin Geleceği” – sadece mobil P2P yapmak için milyarlar ödüyoruz temalı makaleye göz atın) ve daha birçok örnek gösterilebilir.
B2B’de optimize edilebilecek konuların potansiyeli çok büyük olduğu gibi bu konuda Japonya’da düzenlenecek bir konferans hazırladık (https://www.transactioninnovationforum.com). Japonya, anında ödemeleri bölgedeki etkinliği artırmak adına ana hususlardan biri olarak belirledi. Belki de aynı konuyu Türkiye’de de daha detaylı bir şekilde değerlendirmek için doğru olur.
Bazı ifadeler sıkıcı gelebilir -şirketler, B2B, faturalar, finanse etme, hazine…- ama belki de sosyal medyadaki popüler kasırgalar ile değil asıl önemli konular ile sürüklenmek daha iyidir!
Bu yazının orijinali; https://fintechistanbul.org/en/2022/05/20/the-hidden-champion-the-value-of-b2b-in-fintech/