Zor zamanlardan geçiyoruz. Son haftalarda maalesef bireysel ve kurumsal gelişim konularını arka plana atarak insani dayanışma konularına odaklanmak zorunda kaldık. Ancak bizler için zaman durmuş olsa da teknoloji sektörü gelişmeye, değişmeye devam ediyor. Bu da zaten ülkece uzaktan takip ettiğimiz gelişmelerin daha da gerisinde kalmamız anlamına geliyor.

Biz de Fintech İstanbul olarak okuyucularımız için dünyanın diğer köşelerinde yaşananları aktarmaya devam etmeye karar verdik. Bu kapsamda Frankfurt Digital Finance etkinliğine dair gözlemlerimizi bilgilerinize sunarız.

Etkinlik öncesinde Alman bankaları ve Türk teknoloji şirketi temsilcileri ile gerçekleştirmeyi planladığımız Türk networking etkinliğini bir yemeğe dönüştürerek ortak duygularımızı paylaşma imkânı bulduk. Bu noktada yemeğe katılamayarak yardım toplama çalışmaları destek veren davetlilere de ayrıca teşekkürlerimizi sunmak isteriz.

8 Şubat’ta gerçekleşen Frankfurt Digital Finance etkinliği Avrupa’nın on ülkesinden katılan altı yüz katılımcıya ev sahipliği yaptı.

Frankfurt Belediye Meclisi Üyesi Stephanie Wüst Frankfurt’un dijitalleşme ve inovasyon konularını destekleyen bir Avrupa regülasyon ve denetim merkezi olma hedefini vurgulayan bir konuşma ile etkinliğin açılışını yaptı.

Resim Kaynak: Frankfurt Digital Finance

Geçen sene iflas başvurusu yaparak tüm FinTech ekosistemini şaşırtan Nuri’nin CEO’su tarafından yapılan keynote konuşması etkinliğin en dikkat çeken kısımlarından biriydi. Kristina Walcker-Mayer, Berlin merkezli FinTech için iflas kararına yol açan durumun tek bir hatadan çok yanlış kararlar silsilesinden kaynaklandığını belirterek, kötü zamanlama, agresif strateji ve kendini beğenmişlik unsurlarının duruma katkıda bulunduğunu vurguladı. Kurucuların yatırım turunu geciktirmeleri sonucu değerlemelerin azaldığı ve yatırımların yavaşladığı dönemde fon sıkıntısı çektiklerini açıklayan Walcker-Mayer, girişimcilere bu süreçteki öğrenimlerini “ihtiyacınız olduğunda yatırım turuna başlayın ve turu zamanlamakla uğraşmayın, kendini beğenmiş ve inatçı olmayın ve ekibi gerektiğinden hızlı büyütmeyin” şeklinde özetledi. Girişim yöneticilerin çalışanlarına çoğu zaman çocuk gibi davrandıklarını belirten Kristina Walcker-Mayer, işten çıkarma sürecinde çalışanlarıyla şeffaf bir iletişim ağı kurarak sürecin zorluklarını bir nebze de olsa hafiflettiklerini itiraf ederek konuşmasını sonlandırdı.

Bu seneki etkinliğe kripto, dijital transformasyon ve RegTech konularına ek olarak ESG ve sürdürülebilirlik odağı hakimdi. Farklı panellere katılan ING, Deutsche Bank yetkilileri bu konuları takip eden büyük ekipler kurduklarını ve sürdürülebilirlik alanına ciddi yatırımlar yaptıklarını mükerrer şekilde vurguladılar.

Konuşmacılar arasında yer alan Frankfurt School of Finance öğretim üyelerinden Prof. Dr. Zacharias Sautner ise ise ESG yatırımları ile ilgili ilginç bir öngörüde bulundu. Bugünlerde yatırımcılar arasında ESG yatırımlarının çok popüler olduğunu belirten Prof. Sautner, sektördeki yapıdan dolayı patlamaya hazır bir ESG balonu içerisinde olduğumuzu iddia etti. Prof. Sautner’a göre derecelendirme kuruluşları yatırımcıları ESG fonlarına yönlendirmek için olumlu bir tablo çizmekte. Danışmanlar ve yatırım firmalarının komisyon ücretlerinden sağladığı kazanç sonucunda sektörün çoğunun bu düzenekten faydalandığını vurgulayan Zacharias Sautner, ESG olsun olmasın çoğu fonun benzer performans sergilediğini ancak kamuoyuna ESG fonlarının performansı daha yüksekmiş gibi bir izlenim yaratıldığını savunuyor.

Kripto ve dijital varlıklar panelinde ise FTX’in çöküşünün sektör çalışanları açısından yıllarca sürecek etkisi olduğu konuşuldu. Dijital varlık sektörünün yakından tanıdığı Frankfurt School of Finance öğretim üyelerinden Prof. Philipp Sandner sektördeki yatırımcı ve girişimcilere kişisel gelişim ve eğitim çağrısında bulundu. “Yarım günlük bir workshop’a katılıp da pazarı anlayacağınızı zannetmeyin, bu sektörde başarılı olmak için en önemli unsur eğitim,” sözleriyle söze başlayan Prof. Sander, konuşmasında kripto ve dijital varlık konularını anlamak için seneler gerektiğini vurguladı.

Resim Kaynak: Frankfurt Digital Finance

Etkinlikteki diğer çarpıcı mesaj ve konuşmalar şu şekildeydi:

  • Deedster kurucusu Monika Martinsson global emisyonların %70’inin özel tüketimden kaynaklandığını vurgulayarak, tüketicilerin yönlendirilmesi ile sürdürülebilirlik konusunda büyük oranda fark yaratılabileceğini belirtti.
  • Banka iş modeli transformasyon panelinde Sascha Beck (GFT Technologies), bankaların iş modeli geçişi yapabilmeleri için gerekli unsurları “net bir hedef, yönetim kademesinin hedefe bağlılığı ve kararlılığı, mevcut teknoloji kaynaklarının belirlenmesi ve değerlendirilmesi, uzun tartışmalarla süreç kesintiye uğratılmadan sürecin başlatılması ve cesaret” şeklinde sıraladı.
  • 2022’nin Avrupa’da FinTech yatırımları açısından en iyi ikinci dönem olmasına rağmen 2023 itibariyle yatırımlarının azaldığı farklı panellerde vurgulanan bir konu oldu. Birleşme ve devralma seviyeleri 2018’de deneyimlenen seviyelere geri dönmesine rağmen uzmanlar bu sene oranların artacağı görüşünde. Panellerde son senelerde piyasadan kaçınan kurum ve yatırımcıların birleşme ve devralmaları bir indirim fırsatı olarak gördüğü vurgulanırken, geçen senelerde gerçekleştirilen değerlendirmelerin bu sene geçersiz olduğunu ifade eden girişimciler, birleşme ve devralma sürecindeki şirketlere gerçekçi olma çağrısında bulundular. Bazı girişimciler, değerlenmelerin artmasını beklemeden derhal yatırım turuna çıkmanın nakit akışı açısından faydalı olacağını ifade etti.
  • Alman mevduat aracı platformu Raisin’in yöneticilerinden Max von Bismarck değerlemeler yerine iş modeli ve birim ekonomisine odaklanmalarını önermenin girişim sağlığı açısından önemli olduğunu belirtti. İş modeli sağlam olan girişimlerin her dönemde yatırım alacağını belirten von Bismarck, FinTech ürünlerinin Pazar dinamiklerinden dolayı Avrupa’da Amerika’da olduğu kadar hızlı büyümediğini ancak zamanla bunun değişebileceğini açıkladı.
  • Yatırımcıların bu dönemde daha dikkatli olduğunu belirten ve karlılık konusunun öne çıktığını belirten konuşmacılar, girişimlere yatırım turu öncesinde iyi hazırlık yapmaları önerisinde bulundular.
  • Son panelde konuşmacılar IPO için hazırlık yapan girişimlerin kendilerine IPO sürecine girmek mantıklı mı sorusunu sormaları gerektiğini belirterek, dinleyicilere IPO’nun her girişimin ulaşması gereken bir hedef değil bir finansman enstrümanı olduğunu hatırlattılar.
Resim Kaynak: Frankfurt Digital Finance

Etkinliğin kapanış konuşması embedded capital GmbH kurucusu Ramin Niroumand tarafından yapıldı. “Avrupa’da neden 20 tane BNPL çözümüne veya neobankaya ihtiyaç var?” sorusu ile konuşmasını açan Niroumand da diğer konuşmacılar gibi sürdürülebilir iş modeli olmayan girişimlerin bu sene pazardan ayıklanacağını belirterek değer konusunun önemini vurguladı. Konuşmada company building odaklı iş modellerinin sektördeki fazlaca girişimden dolayı rekabet gücü yüksek bir model olmaktan çıktığı belirtilirken, 2023’ün amatörlerin sahadan ayrılarak sürdürülebilir ve etkili çözüm sağlayan şirketler için yer açtığı bir dönem olduğu vurgulandı. Ramin Niroumand’a göre 2024’te daha konsolide ama daha etkili bir FinTech ekosistemi ile karşı karşıya kalacağız. Bu doğal seleksiyonun kurbanlarından biri olmamak içinse girişimcilerin başlangıçtaki merak unsurunu koruyarak “Power point sunum yerine kanıt odaklı” iş modellerine yönelmeleri gerekiyor.

Son olarak belirtmek isteriz ki bu önemli etkinlikte stant açan şirketler arasında Türkiye’den katılan tek şirket Veripark oldu. Gelecek sene daha fazla şirketimizin burada boy göstermesi dileğiyle…

Ş. Elif Kocaoglu Ulbrich

Dr. Soner Canko

> Bir sonraki Fintech Istanbul buluşmamızı Finovate kapsamında Londra’da yapmak istiyoruz. Finovate biletlerinde indirim için buraya tıklayabilir, Londra buluşmamıza katılmak için bizlere ulaşabilirsiniz.

Elif Kocaoğlu Ulbrich
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Ş. Elif Kocaoğlu Ulbrich, Galatasaray Üniversitesi’nden Özel Hukuk ve WHU – Otto Beisheim School of Management’tan İşletme Yüksek Lisans derecelerine sahiptir ve ilaveten Jean Monnet, Joachim Herz Stiftung bursiyeridir. İstanbul ve Ankara’da muhtelif uluslararası hukuk bürolarında altı seneden fazla avukat olarak çalıştıktan sonra, Denizbank A.Ş. ile başlayan bankacılık ve finans kariyerine 2013 itibariyle Hamburg ve daha sonra Berlin’deki FinTech startuplarında (FinLeap, Cringle, Lendico) iş geliştirme, proje yönetimi, FinTech regülasyon ve lobi faaliyetleri alanlarında uzmanlaşarak devam etmiştir. FINTECH Circle ve Wiley iş birliğiyle 2020’de yayımlanması planlanan The PAYTECH Book, The AI Book ve The LegalTech Book kitaplarında eş yazar olan Kocaoğlu Ulbrich, kurucusu olduğu Berlin merkezli Contextual Solutions aracılığıyla 2019'dan beri danışmanlık, eğitim ve yayım hizmetleri sunmaktadır.