Önde gelen ekonomistlerin 3’te 2’sinde küresel durgunluk beklentisi hâkim ve ‘finansal kırılganlık’ muhtemelen her zamankinden daha geniş bir alana yayılacak…
Küresel enflasyon tahmin edilenden çok daha karanlık bir seyirde ve global büyümenin 2023’te yüzde 2,8 ile dip yakması bekleniyor. Enflasyon Birleşik Krallık’ta yüzde 10, ABD’de yüzde 6 oranında artarken Türkiye gibi ülkelerde şablon, farklı bileşenlerin etkisi ile çok daha yüksek boyutta gerçekleşti. Ukrayna‘da savaş devam ederken, dünyanın dört bir yanındaki merkez bankaları da enerji ve gıda fiyatları üzerindeki yüksek baskıyı karşılamak için faiz oranlarını yükseltmeye devam ediyor. Bankacılık sektöründe son birkaç aya damgasını vuran istikrarsızlık ve artan borç seviyeleri ile birleştirildiğinde tablo hiç de iyimser değil.
Önde gelen ekonomistlerin 3’te 2’sinde küresel durgunluk beklentisi hâkim ve finansal kırılganlık muhtemelen her zamankinden daha geniş bir alana yayılacak. Bu kapsamda bankaların mali açıdan savunmasız tüketicileri korumak için her zamankinden daha fazla adım atması gerektiği kaydediliyor. Bunun ‘yapılacak doğru şey’ olmanın ötesinde iş açısından da mantıklı olduğu belirtiliyor. Zira ödenmeyen borçlar, ipotek temerrütleri, güvensizlik, düşen harcamalar… Bunlar hiç kimse için iyi değil.
Avrupa Bankacılık Otoritesi, tüketicinin korunmasını ölçmek için yeni bir dizi gösterge yayınlarken ve İngiltere’nin Finansal Davranış Otoritesi (Financial Conduct Authority-FCA) yeni bir Tüketici Vergisi getirdi. Bankaların bu durumdan bağımsız hareket edemeyeceği ifade edilirken müşterilerini daha iyi anladıklarını kanıtlamaları ve durumlarına en uygun ürünler sunmaya başlamaları gerekebilir.
Uzmanlara göre artık bankalar yenilik yapmalı, ilgili ürünler yaratmalı ve bunlara en çok ihtiyaç duyan müşterilerine güvenli sığınak esasıyla sunmaları için doğru zaman. Bunları yapmak için daha hızlı hareket etmeleri ve verileri kullanmaları lazım, akla gelen soru ise şu: Peki bu zorluğun üstesinden gelebilecekler mi? Global Alliance for Banking on Values’tan Steve Round’a göre, “Finansal kapsayıcılığın lafta kalmanın ötesine geçmesi gerekiyor.”
Round, finansal kapsayıcılığın son yıllarda moda bir kelime öbeği olduğunu, ancak genellikle zaten var olan bir şeyin hafif bir versiyonunu sunmak anlamına geldiğini ifade ediyor ve “Gerçek finansal kapsayıcılık, bankaların daha cesur olmasını ve gerçek değişiklikler yapmasını gerektirecektir.” Diyor.
Şüphesiz kredi puanlama sistemleri buna iyi bir örnek. Bazı ülkeler negatif raporlama sistemi ile çalışıyor ve sadece borç taksitlerini ihmal eden müşterilere not veriyor. Kredi puanları sağlayan birçok ülkede bile, ev sahibine her ay düzenli ödeme yapan bir kiracının gösterecek hiçbir şeyi olmazken, aynı tutarda zamanında ipotek ödemesi yapan bir ev sahibinin kredi referansı artıyor. Kiralayanların tipik olarak alt gelir diliminde olduğunu düşünün, bu daha az şanslı olanlar için bir başka sorun. Merkezi bir kira veri tabanına sahip olarak, tıpkı bir ev sahibinin ipotek ile yaptığı gibi kiracılar, kiralarını her ödediklerinde daha kredibiliteli kabul edilebilir…
Her ülkenin farklı bir kredi puanlama sistemi olsa da, hiçbiri sorumluluk sahibi bir kiracı ile tüm parasını gece dışarıda harcayan diğeri arasında ayrım yapmaz. Bu müşteri içgörüsüne sahip olmak, kimlerin kredilerde temerrüde düşme riski altında olduğunu ve kimlerin ilk kez ipotek gibi büyük kalemler için uygun olabileceğini değerlendirmeyi kolaylaştırabilir.

Finansal kapsayıcılık için proaktif olmak
Çoğu finansal düzenleyici kurum, borç verenlere finansal zorluk yaşayan kimselere yardım etmelerini tavsiye eder. Örneğin, Birleşik Krallık’taki FCA, ipotek ödemeleriyle başı dertte olan müşterileri desteklemek için firmalara yönelik bir kılavuz yayınladı. Ayrıca Avustralya’daki Bankacılık Mevzuat Uyum Komitesi de kısa süre önce bankalara, sıkıntı yaşayan tüketicilere yardımcı olmak için tavsiyelerde bulundu. Ancak bankaların, müşterileri savunmasız hale gelmeden önce konuya hakim olması daha iyi olmaz mıydı?
Tavsiye vermek iyi bir şeydir, ancak bankaların da müşterileri için pratik çözümler sunması gerekir. Örneğin ödeme yapmakta zorlanan kişiler, farklı faturaları yönetmeye yardımcı olması için birden fazla hesaba sahip olabilir ya da limitini aşmasına neden olacaksa müşterilere otomatik ödemelerini durdurma olanağı verilmesi yarar sağlayabilir…
Finansal servis sağlayıcıları ayrıca risk altındaki müşterileri, ücretsiz tavsiye sunabilen ve borçlar yönetilemez hale gelmeden önce sorunun çözülmesine destek olan yardım kuruluşlarına yönlendirebilir.
Örneğin StepChange ve Debt.org gibi yardım kuruluşları, müşterilere finansal destek sunarak, borçların yönetilebilir yollarını bulmalarına ve çoğu durumda borçtan kurtulmalarına yardımcı olabiliyor.
Round’a göre kişiselleştirilmiş ve destekleyici bankacılık özellikleri, toplumumuzun en varlıklı kimselerine özel olmamalı ve gittikçe daha fazla insan mali sıkıntıları hissettikçe, ürün tekliflerini değiştirerek herkese birinci sınıf çözümler sunmak bankalara ve borç verenlere düşüyor.
Son olarak müşterilerin zor zamanlarda paralarını yönetmelerine yardımcı olma umudu için bankaların altyapıları üzerinde çalışmaya şimdiden başlamaları gerektiğine işaret eden Round, aksi takdirde müşterilerini daha destekleyici rakiplere kaptırma ve finansal zorluklar nedeniyle yükümlülüklerini ihlal etme riski ile karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuyor.