FinTech İstanbul’un medya sponsor olduğu ve Danışmanları Dr. Soner Canko, Dr. Michael Salmony ve Haluk İnanmış’ın katılım sağladığı CBDC İstanbul Konferansı (CBDC Conference), 2023 yılının öne çıkan etkinlikleri arasındaki yerini şimdiden aldı. Bu kapsamda Sn. Haluk İnanmış’ın görüş ve izlenimlerini aktardığı yazıyı FinTech İstanbul okurları ile paylaşıyoruz…
Dünyanın dört bir tarafından gelen 23 farklı Merkez Bankası temsilcisi ve 60’ı aşkın Dijital Merkez Bankası parası uzmanı, 12-14 Eylül 2023 tarihleri arasında CBDC İstanbul etkinliği kapsamında İstanbul’da buluştu. Etkinlikte Dijital Merkez Bankası parasını hayata geçirmiş ülkeler olduğu gibi henüz bu sürece yeni başlamış ve karar aşamasında olan ülkeler ve onlara bu süreçte destek veren teknoloji şirketleri de yer alıyordu.
Teknoloji şirketlerinin sunduğu çözümler arasında özellikle TrustNoteD şirketinin hem offline hem online kullanıma imkan veren DUAL adı verilen hibrit banknot çözümü oldukça ilgi çekiciydi. Kullanıcılar ilgili banknotları nakit para şeklinde kullanabildikleri gibi üzerindeki QR kodu ilgili dijital cüzdan uygulamasına okutarak ödeme işlemleri içinde kullanabiliyorlar. Bunun dışında, Gana ve Nijerya Merkez Bankalarının, Dijital Merkez Bankası Parası pilot çalışmaları kapsamında, finansal ekosistemle etkileşim amacıyla oluşturdukları Emtech firmasına ait sandbox ortamı da yine etkinlik kapsamında tanıtılan ürünler arasındaydı. Diğer tanıtılan uygulamalar arasında ise IDEMIA firmasının offline kullanıma uygun Dijital Merkez Bankası Parası cüzdan uygulaması, Ripple ve R3 ise Merkez Bankaları ve Ticari Bankalara yönelik hazırlamış oldukları Dijital Merkez Bankası Parası Platform çözümü yer almaktaydı.
1. Gün
Toplantının ilk günkü açılış konuşması TCMB’nin Finansal İnovasyon’dan sorumlu Genel Müdürü Sn. Yüksel Görmez tarafından gerçekleştirildi. Paranın dünden bugüne olan gelişiminin aktarıldığı bu konuşma sonrasında Gana, Nijerya, Şili ve Bahamalar Merkez Bankaları temsilcilerinin yer aldığı panelde, ülkelerin Dijital Merkez Bankası Parası konusunda yerel ihtiyaçlarını temel alan farklı yaklaşımları tanıtıldı. Bu ülkelerden Nijerya (eNaira) ve Bahamalar (Sand Dollar) halihazırda Dijital Merkez Bankası parasını hayata geçirmiş bulunuyor.
Günün ilerleyen bölümlerinde ise Bahamalar, İngiltere, Norveç, Jamaika ve İsveç merkez bankaları temsilcileri tarafından kendi ülkelerindeki Dijital Merkez Bankası parası uygulamalarıyla ilgili bilgilendirmede bulunuldu.
Bahamalar’da “Sand Dollar”ın 2020 yılından beri uygulamada olmasına karşın henüz beklenilen yaygınlaşma oranına ulaşılamadığı aktarıldı. Bunun ağırlıklı olarak Dijital Merkez Bankası parasının devreye alınış sürecinde gerekli teşvik mekanizmalarının ve farkındalıkların oluşturulmamış olmasından kaynaklandığı ifade edildi.
İngiltere tarafında ise Dijital Merkez Bankası parası ile ilgili 2022 yılı itibarıyla konuyla ilgili araştırma ve analiz çalışmalarına başlanıldığı belirtildi. Dijital Merkez Bankası parasının devreye alınıp alınmayacağına dair kararın ise Dijital Merkez Bankası parası tasarım ilkelerinin şekillendiği 2025 yılı içerisinde verilmesinin hedeflendiği belirtildi.
Diğer taraftan Norveç nakit para kullanımı düşük, finansal katılım oranı yüksek bir ülke olarak Dijital Merkez Bankası parası konusunda, BIS bünyesinde gerçekleştirdiği “Icebreaker” projesiyle uluslararası ödeme sistemlerinin verimliliğini iyileştirmeye, kişisel verilerin gizliliği ve AB dijital kimlik sistemlerinin yaygınlaşmasına odaklandığını ifade etti.
Jamaika ise, Dijital Merkez Bankası parası “Jam-Dex”i devreye alınışından bu yana 1 yıl geçmesine rağmen, halen kullanımın yaygınlaşmamasından ötürü Bahamalar gibi bazı yeni teşvik mekanizmalarını devreye almaya hazırlandığını belirtti.
İsveç ise, Dijital Merkez Bankası parası “e-krona” ile ilgili başlatmış olduğu pilot çalışmaların üçüncü fazını tamamlayarak odağını Norveç gibi uluslararası ödeme sistemlerinin verimliliğini iyileştirmeye ve e-krona ile gerçekleştirilecek ödemelerin yaygınlaştırılmasına vermiş bulunuyor.
2. Gün
Etkinliğin ikinci gününün ilk bölümünde ise bir dizi akademisyen ve araştırmacı tarafından Dijital Merkez Bankası parası ile ilgili proje riskleri, bunların gerçekleşmesinin yaratabileceği sonuçlar, tasarım eksikliklerinin ülkenin finansal istikrarına yönelik etkileri, doğru bir ekosistem oluşumunun ve kullanım alanı belirlemenin önemi ile ilgili bilgi aktarımında bulunuldu. Burada özellikle Prof. Dr. Pınar Özcan’ın Dijital Merkez Bankası parasının başarılı olabilmesi için son kullanıcıların yanısıra diğer tüm finansal ekosistem paydaşlarının da sürece dahil olmasını sağlayacak, sürece makul sebep ve endişelerle karşı çıkan paydaşları ikna edecek teşvik mekanizmalarının gerekliliğini vurgulaması oldukça önemliydi.
Sonrasında Dijital Merkez Bankası parası tasarımının finansal politikalarla etkileşiminin değerlendirildiği, Nijerya, Şili ve Tayland Merkez Bankası temsilcilerinden ve akademisyenlerden oluşan panelde farklı finansal politikaları hedefleyen ülkelerin Dijital Merkez Bankası parası tasarım kriterleri açısından da farklı önceliklere sahip olmasının doğal olduğu ifade edildi. Bu kapsamda Nijerya açısından Dijital Merkez Bankası parası için öncelikli alan programlanabilirlik ve finansal katılım iken, Tayland için Dijital Merkez Bankası parasının yaygınlaşmasını sağlayacak aracıların teşvik edilmesi olabiliyor.
Bu panele müteakiben gerçekleştirilen Dijital Merkez Bankası parasının Finansal katılıma etkilerinin değerlendirildiği panelde ise, IMF, WEF temsilcilerinin yanısıra offline Dijital Merkez Bankası parası cüzdanı çözüm sağlayıcısı IDEMIA ve Prof. Dr. Pınar Özcan yer aldı. Panelde offline Dijital Merkez Bankası parası kullanımının özellikle finansal hizmetlere doğrudan erişimin zorluklarla gerçekleştiği, telekomünikasyon altyapısının yetersiz olduğu ülkelerde büyük bir öneme sahip olduğu vurgulandı. Yine Dijital Merkez Bankası parasının kullanımının sadece akıllı telefonlar üzerinden değil eski telefon cihazları veya banka kartları üzerinden sağlanmasının finansal katılıma önemli bir katkısı olacağı belirtildi. Bunun yanısıra, Dijital Merkez Bankası parasına geçiş öncesi gerçekleştirilecek finansal okuryazarlık ve uyum çalışmalarının Dijital Merkez Bankası parasının yaygın kullanımına önemli katkılar sağlayacağı ifade edildi. Dijital Merkez Bankası parası hesaplarına faiz uygulanmasının da bu konuda ayrı bir teşvik mekanizması oluşturacağı belirtildi.
Günün öğleden sonraki ikinci bölümü Dijital Merkez Bankası parası ile ilgili platform, dijital cüzdan, sandbox çözümleri bulunan Ripple, R3, Emtech, Idemia, TrustNoteD gibi teknoloji şirketlerinin sunumları ile başladıktan sonra başta Kazakistan ve İsrail Merkez Bankaları olmak üzere farklı ülkelerin kendi Dijital Merkez Bankası parası uygulamalarını tanıttığı kısa sunumlarla devam etti.
Özellikle Kazakistan tarafından pilot çalışmaları yürütülen “Dijital Tenge” ile ilgili gelişmeler oldukça ilgi çekiciydi. Kazakistan Merkez Bankası Dijital Tenge ile ilgili teknik fizibilite çalışmalarına 2021 yılında başlamış bulunuyor. Burada ilk hedef dağıtık defter teknolojisine dayalı olarak oluşturulacak bir platformun perakende Dijital Merkez Bankası parası açısından yeterliliğini ölçmekti. Bu çalışmalar tamamlandıktan sonra, 2022 yılında, bir yandan bazı paydaşların da katılımıyla aynı platform üzerinde kapsamlı testlere devam edilirken, bir yandan da Dijital Tenge’nin devreye alınmasının yaratabileceği ekonomik, regülatif, piyasa etkileri değerlendirildi. Dijital Tenge’nin Kazakistan’da nakit ve dijital ödemelere alternatif üçüncü bir ödeme şekli olarak devreye alınması, amaca uygun kullanımını sağlayacak programlanabilir, offline kullanıma uygun özelliklere sahip olması hedefleniyor.
Israil Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilen sunumda ise, Dijital Merkez Bankası parası tasarımında kendileri açısından odak noktanın, diğer ülkelerde olduğu gibi yerel ihtiyaçlar değil uluslararası ihtiyaçlar olduğu ifade edildi. Bunun en önemli nedenleri arasında ise ülkenin Turizm gelirlerine verdiği önem, takas sisteminin yeterli ve ülke içerisinde nakit kullanım oranının düşük olması yer alıyor. Bu bağlamda İsrail Merkez Bankası ilk etapta devreye almayı hedeflediği perakende Dijital Merkez Bankası parasının, uluslararası ödeme sistemlerinde, düşük maliyetli olarak kullanımını önceliklendirmiş durumda. Bu çerçevede BIS bünyesinde içerisinde İsveç ve Norveç’in de yer aldığı, perakende Dijital Merkez Bankası parasının uluslararası ödemeler alanında kullanımını hedefleyen “Icebreaker” adı verilen bir pilot projeye de dahil olmuş bulunuyor.
Etkinliğin üçüncü ve son gününde odak noktası ağırlıklı olarak Dijital Merkez Bankası paralarının uluslararası alanda karşılıklı kullanımıydı. Bu çerçevede günün “Uluslararası Ödemeler alanında Dijital Merkez Bankası parası kullanımı” başlıklı, İsrail Merkez Bankası, Ripple ve WEF’in katılım sağladığı, FinTech İstanbul danışmanlarından Dr. Michael Salmony moderatörlüğünde gerçekleşen ilk panelinde de bu konu ele alındı. Panelde ülkelerin kendi yerel ihtiyaçları çerçevesinde tasarlayacakları Dijital Merkez Bankası paralarının ileride birbiriyle uyumsuz bir dizi yeni ödeme sisteminin oluşumuna sebebiyet verebileceği belirtilerek, bu konuda küresel bir kurumun sorumluluk üstlenerek ortak kriterler belirlemesinin fayda sağlayabileceği ifade edildi. Bu noktada gelişmiş ödeme sistemlerine sahip ülkelerin mevcut altyapılarını kullanabileceği, henüz gelişmiş bir ödeme altyapısı bulunmayan ülkelerin ise Dijital Merkez Bankası parası ile ilgili gelişmeler ışığında özel sektör ve kamu işbirliğinde yeni bir ödeme altyapısı oluşturabileceği belirtildi.
Günün “Kullanıcı odaklı Dijital Merkez Bankası tasarımı” başlıklı Kanada Merkez Bankası, IMF, Standard Chartered Bank ve R3’ün katılım sağladığı ikinci panelinde ise kullanıcı ihtiyaçları, kullanıcı deneyimi ve erişimini esas alan Dijital Merkez Bankası tasarım ilkeleri üzerinden geçildi. Müşteri anketlerinin bu konuda iyi bir yol gösterici olduğu belirtildi. Müşteri deneyimini en olumsuz etkileyen bölümün genelde teknoloji kaynaklı olmayıp, Karapara Aklamayı Önleme, Dijital Kimlik Doğrulama gibi yasal süreçlerden kaynaklandığı ifade edildi.
Günün “Dijital Merkez Bankası parası makro ekonomik ekosistemi” başlıklı Zambiya Merkez Bankası, Uruguay Merkez Bankası, IMF ve Dr. Michael Salmony’nin iştirak ettiği son panelde ise konu Dijital Merkez Bankası parasının mevcut finansal ekosisteme kolayca entegre olabilmesini sağlayacak makro ekonomik parametrelerin tespitiydi. Burada özellikle Dijital Merkez Bankası parasının yaygınlaşma sürecinde birer dağıtım kanalı sorumluluğu üstlenen ticari bankaların durumu ele alındı. Çoğu ülkede Dijital Merkez Bankası parası nedeniyle aracısızlaşma riskiyle karşı karşıya kalan bankaların, aynı zamanda yaygınlaşma süreciyle ilgili mali yükü karşılamak durumunda bırakıldığı ifade edildi. Bankalar lehine düzgün bir gelir modeli oluşturmadan başlatılan bu tip projelerin başarı şansının az olduğu aktarıldı. Bankaların ancak finansal katılımın düşük olduğu ülkelerde mevduat toplamak adına sürece iştirak edebileceği, aksi takdirde sürece katma değer sağlamak konusunda isteksiz olacakları belirtildi.
Sonuç
Ülkeler arasında dijitalleşme ve finansal katılım konusunda yaşanan farklılıklar ister istemez Dijital Merkez Bankası parası projelerinin tasarım kriterlerini etkiliyor. Finansal katılım oranı düşük, ödeme altyapısı yeterince gelişmemiş ülkeler odaklarını Dijital Merkez Bankası projelerinde finansal katılımı arttırmaya, bu alanda inovatif ürün ve hizmetler sunmaya, teşvik mekanizmalarını da buna göre şekillendirmeye verirken, finansal katılım oranı yüksek ve gelişmiş bir ödeme altyapısına sahip ülkeler, Dijital Merkez Bankası parasının katma değer yaratabileceği kullanım alanların tespitinde zorluk yaşayarak odağını uluslararası ödeme sistemlerini iyileştirmeye ve ülkelerin Dijital Merkez Bankası paralarını karşılıklı uyum içinde kullanabildikleri oluşumlara veriyor. Bu da ister istemez bölgesel anlamda bazı “silo”ların oluşumuna sebebiyet verecek gibi görünüyor.