Bir ödeme kartının ilk 6 ila 8 hanesini oluşturan BIN – Bank Identification Number problemine özet bir bakış…

Başlarken…
BIN nedir?
BIN (Bank Identification Number), bir ödeme kartının ilk 6-8 hanesini oluşturan ve kartı çıkaran finansal kurumu tanımlayan numara. Bu numara, işlem sırasında kartın hangi banka veya finansal kuruluş tarafından verildiğini belirlemeye yardımcı oluyor. Ayrıca kartın türü (örneğin, kredi, banka veya ön ödemeli kart) ve çıkarıldığı ülke gibi bilgileri de içeriyor. BIN’ler, dolandırıcılığı önleme, işlem yönlendirme ve ödeme güvenliğini sağlama gibi önemli işlevlere sahip.

Artan kart sayısı ile birlikte ortaya çıkan BIN – Bank Identification Number sorunu, gündemdeki spesifik yerini koruyor. Uzmanlara göre fintech şirketleri, gömülü finans ve dijital cüzdanlarda kaydedilen yaygınlaşma, “BIN kıtlığı” (BIN shortage) sorununu derinleştiriyor.

Artan BIN talebi satır aralarında kalsa da sektörü ilgilendiren bir konu. Gig ekonomisi ödemeleri, ödül programları ve iş harcamaları için kart çıkaran platformların sayısı arttıkça, Banka Kimlik Numarası (BIN) talebi de artıyor.

Öte yandan Visa ve Mastercard’ın BIN’leri 6 haneden 8 haneye çıkarması, ödeme sağlayıcıları ve dolandırıcılık önleme sistemleri için uyum sorunları yaratıyor.

Diğer bir sorun da her BIN, belirli kart türlerini destekliyor. Örneğin hem banka kartı hem de kredi kartı benzeri ürünler sunmak isteyen bir programın birden fazla BIN’e ihtiyacı olabiliyor…

Genel itibarıyla bu nispeten yeni sorunlar fintech’ler için çeşitli zorlukları beraberinde getiriyor. Örneğin doğrudan BIN erişimi olmayan yeni fintech şirketleri, partnerleri aracılığıyla BIN tahsisi almakta gecikmeler yaşayabiliyor.

Diğer bir problem de bazı dolandırıcılık önleme araçları yalnızca 6 haneli BIN’leri tanıyabiliyor. 8 haneli BIN’lerle karşılaştıklarında, kartı yanlış sınıflandırıp sahtekarlık olarak işaretleyebiliyorlar. Bu durum, doğru sınıflandırma ve daha yüksek onay oranları için tam kart numarası (PAN) zekasının önemini artırıyor.

Dahası bazı işlemciler, girişimler için maliyetleri düşürmek amacıyla paylaşımlı BIN modelleri sunuyor. Ancak bu, esneklik kaybına neden olabiliyor.

İlginç bir içgörü olarak BIN verilerine güvenmek yerine, tam PAN’ların tokenizasyonu, özellikle yeniden deneme mantığı, banka kartı yönlendirmesi ve müşteri profillemesi gibi konularda daha fazla kontrol ve ayrıntı sunuyor.

Fintech şirketlerinin ve ödeme sağlayıcılarının, artan BIN talepleri ve değişen standartlara uyum sağlamak için PAN zekası ve tokenizasyon gibi daha gelişmiş çözümlere yönelmeleri önem taşıyor.

NOT: Bu içeriğin oluşturulmasında Jason Heister‘in LinkedIn paylaşımlarından yararlanılmıştır.

KaynakLinkedIn