Geçtiğimiz günlerde FinTech İstanbul ve Sumsub iş birliğiyle, Türkiye’nin kripto varlık düzenlemelerindeki yeni döneme odaklanan keyifli ve bilgi dolu bir webinar gerçekleştirdik. FinTech İstanbul İş Geliştirme Lideri olarak güncel ve oldukça karmaşık konuya ilişkin, kalabalık bir katılımcı grubu ile gerçekleşen bu paneli yönetmek benim için oldukça keyifliydi.

Oturumun panelistleri de sektörün kendi alanındaki önde gelen isimleri idi: Etkinlikte, Solak & Partners Hukuk Bürosu Ortağı Elçin Karatay, Bilkent Üniversitesi Medeni Hukuk öğretim üyesi Doç Dr. Pınar Çağlayan Aksoy ve SumSub Türkiye Bölge İş Geliştirme Direktörü Mehmet Aslan yer aldı.

Panelin açılışında, SumSub’ın sitesinde ücretsiz ulaşılabilen harika bir raporun ana noktalarını ele alarak, kripto ekosistemindeki gelişmelerin ve bu çerçevede gelişen düzenlemelerin kısa bir özetini sundum. Bu rapor içeriğine göre yapay zekâ destekli çözümler sayesinde kimlik doğrulama sürelerinin %46 oranında hızlandığını ve belgesiz çözümlerle global geçiş oranının %93’e yükseldiğini gördük. Bu, kullanıcı deneyiminin iyileştirilmesi yolunda önemli bir adım. Ancak öte yanda, 2024’te kimlik sahtekarlığında %48’lik bir artış yaşandığını ve belgede sahteciliğin en yaygın dolandırıcılık türü olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar, güçlü KYC (Müşterini Tanı) süreçlerinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Yine aynı rapordaki verilere göre, Türkiye, dünya genelinde en yüksek kripto benimseme oranına sahip ülkeler arasında 11. sırada yer alıyor. Dahası, 2025’te 137 milyar dolarlık kripto varlık transferiyle dünyanın en büyük dördüncü kripto para piyasası haline gelmiş durumda. Bu yüksek işlem hacmi, Türkiye’yi kripto regülasyonları konusunda da öncü ülkelerden biri yaptı. MASAK’ın Seyahat Kuralı (Travel Rule), 25 Şubat 2025 itibarıyla ülkemizde tamamen uygulanmaya başladı. Bu adımla birlikte, Türkiye, FATF uyumlu Seyahat Kuralı çerçevesini erken benimseyen ülkelerden biri oldu.

Peki, tüm bu yeni kurallar Kripto varlık Hizmet Sağlayıcıları (KVHS’ler) için ne anlama geliyor? İşte bu soruyla birlikte panelistlerimiz söze başladı. İlk olarak Elçin Karatay, Türkiye’deki KVHS‘lerin zaten uyum süreçleri üzerinde çalıştığını ancak yükümlülüklerin giderek arttığını vurguladı.

Bu yeni dönemde öne çıkan en önemli düzenleme, kripto varlık transferleri sırasında bilgi akışını sağlayan Seyahat Kuralı. Elçin Hanım’ın anlattığına göre, 15.000 TL ve üzeri kripto transferlerinde KVHS‘lerin, gönderenin ve alıcının ad-soyadı ve cüzdan adresi gibi tanımlayıcı bilgileri paylaşması artık zorunlu. Eğer bilgi eksikse transfer iade edilebiliyor, hatta sürekli eksik bilgi gönderen KVHS‘lerle olan ilişki sonlandırılabiliyor. Bu durum, KVHS‘lerin doğru veriyi aldığından emin olma sorumluluğunu artırıyor. Elçin Hanım, bu bilgi paylaşımı için teknolojik çözümlerin kullanımının teşvik edildiğini de ekledi.

Seyahat Kuralı’nın yanı sıra, MASAK Genel Tebliği ile bazı özel tedbirler de getirildi. Bunlardan en dikkat çekeni, çekim işlemleri için uygulanan bekleme süreleri oldu. İlk kripto varlık çekimi için bu süre 72 saate kadar çıkabiliyor. Bu, anında varlık çıkarılmasını engelleyen bir güvenlik önlemi olarak görülüyor. Ayrıca, stablecoin çekimleri için günlük 3.000, aylık ise 50.000 ABD Doları karşılığı limitler belirlendi. Bu sıkılaşan kurallar, hem Türkiye’deki hem de uluslararası KVHS‘lerin süreçlerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu; hatta bazıları uyum sağlayamadığı için kripto çekimlerini geçici olarak durdurdu.

Elçin Karatay’ın ardından söz alan Doç. Dr. Pınar Çağlayan Aksoy, konuyu küresel bir perspektiften ele aldı. Türkiye’deki kripto düzenlemelerinin aslında 2021’de başladığını hatırlatarak, Türkiye’nin kripto konusunda Mali Eylem Görev Gücü (FATF) “gri listesinde” yer almasının potansiyel yatırımcılar için önemli bir endişe kaynağı olduğunu, ancak  yürütülen çalışmalar ve atılan önemli adımların ardından Türkiye’nin 28 Haziran 2024 itibarıyla gri listeden çıkarılmış olmasının önemli bir başarı olduğunu. 

Ardından gelen Temmuz 2024’teki Sermaye Piyasası Kanunu (SPK) değişiklikleri ve MASAK düzenlemelerinin küresel anlamda değerlendirilmesi gereken önemli ve büyük adımlar olduğunu söyledi.

Doç. Dr. Pınar Çağlayan Aksoy 2025 yılı itibarıyla 85 ülkenin Seyahat Kuralı için yasal düzenleme yaptığını, 99 ülkenin ise ya kabul ettiğini ya da uygulama sürecinde olduğunu vurguladı. Bu küresel eğilimde Türkiye’nin yeni düzenlemelerle birlikte öncü ülkeler arasına girdiğini belirtti. Ayrıca FATF’in Haziran 2025 tarihli “En İyi Uygulamalar” raporunu da gündeme getiren Aksoy, bu raporun teknolojik çözümleri, uyum platformlarını ve KVHS’ler arasında birlikte çalışabilirliği teşvik ettiğini ve raporda mevcut teknolojik imkanlar sayesinde Seyahat Kuralı’na uymamak için artık bir bahane olmadığının altının çizildiğini belirtti. Onun çıkarımı tüm katılımcılara gayet net bir mesaj verdi: Türkiye bu kuralların çok sıkı bir şekilde uygulanmasına doğru ilerliyor.

Son olarak, SumSub’dan Mehmet Aslan, ölçeklenebilir uyumun pratikte nasıl işlediğini anlattı ve Seyahat Kuralı’nı “blok zincirinin SWIFT’i” olarak tanımladı. Konseptin basit gibi görünse de, uygulamasının oldukça karmaşık olduğunu ve Türkiye’deki uyum ekiplerinin dört farklı temel düzenlemeyle uğraştığını belirtti. Mehmet Aslan’a göre, Seyahat Kuralı uyumu, sadece bir yükümlülük değil; kullanıcının platforma adım attığı andan itibaren başlayan KYC (Müşterini Tanı) ve AML (Kara Para Aklamayı Önleme) süreçlerinin doğal bir devamı.

Mehmet Aslan’a göre, Seyahat Kuralı’nı uygulanmasında bir takım zorluklarla karşılaşabileceklerini belirterek; küresel olarak düzenlemelerin henüz eşit düzeyde olmamasının, farklı yargı bölgeleri arasındaki uyumsuzlukların, henüz evrensel bir standartın bulunmamasının, veri güvenliği endişelerinin, kullanıcılar kişisel cüzdanlarıyla işlem yaparken, bu cüzdan adreslerini belirli kişilerle eşleştirme konularının öne çıkan sorun başlıkları olduğunu vurguladı. Bu zorluklara rağmen, SumSub’ın bu alandaki liderliğini gururla vurgulayan Mehmet, ilk 100 kripto borsasının 85’iyle çalıştıklarını ve transferlerden önce cüzdan sahipliğini neredeyse hatasız bir şekilde belirleyerek Seyahat Kuralı uyum hizmetleri sunduklarını belirtti.

Webinarımızın ana fikri, Türkiye’nin kripto düzenleyici ortamını hızla geliştirdiği ve küresel FATF standartlarıyla uyum sağlama yolunda önemli adımlar attığı yönündeydi. Özellikle Seyahat Kuralı ve diğer sıkılaştırılmış tedbirler, Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları (KVHS‘ler) ve kullanıcılar için bazı zorluklar getirse de, aynı zamanda pazarın daha güvenilir ve meşru bir hale geldiğinin de önemli bir göstergesi.

FinTech İstanbul olarak, sektördeki gelişmeleri destekleyen çalışmalarımıza her zaman devam edeceğiz. SumSub ile birlikte düzenlediğimiz bu panelin, ele alınan güncel konular sayesinde sektör uzmanlarına değerli bir kaynak sunduğuna inanıyoruz.

Bu linkten SumSub sayfasında ilgili etkinlik kaydına ulaşılabilir.
Gökhan Polat
Danışman, Teknoloji Risk, Dijital Güven ve Dijital Dönüşüm Konu Uzmanı. TSK bünyesinde subay olarak uzun yıllar görev yaptı. Bu dönemde, NATO uluslararası karargahında bilgi toplama ve analiz uzmanı olarak yer aldı. Özel sektörde, EY Türkiye ve SabancıDx bünyesinde bilgi teknolojileri veri koruma alanında projeler yönetti. CSA’nın globaldeki Blockchain Security Governance çalışma grubunda risk yönetimine ilişkin çerçeve geliştirme çalışmalarında yer almaktadır. Yine CSA Türkiye bünyesinde Blokzinciri GRC Çalışma Grubunun da kurarak, global ortamdaki bilgi birikiminin ülkemize aktarılması için çalışmalar yürütmektedir. Blok zinciri teknolojileri alanında hizmetler sunan BTguru firmasının da danışma kurulu üyesidir. Kurucularından olduğu Databulls topluluğu bünyesinde dijital güven odaklı eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Kurucularından olduğu Databulls topluluğu bünyesinde dijital güven odaklı içerikler yayınlamakta ayrıca Averest Training and Consultancy şirketinde Strateji ve İş Geliştirme Lideri olarak görev yapmaktadır.