Brezilya, dünyanın öbür ucunda FinTech sektörünün yıldızı olabilir. Ama önce atılması gereken bazı kritik adımlar var.
FinTech pek çok ülkede sektörün başlıca gündem maddeleri arasına girdi. Her ülke aynı seviyede olmasa da geriden gelen bazı ülkeler demografik niteliklerinin de etkisiyle hızlı bir çıkış yakalayabilir. Tıpkı Brezilya gibi…
Brezilya, BRICS üyesi ülkeler arasında bulunmasıyla zaten dünyanın önemli ekonomilerinden birine sahip. Geniş coğrafyada, coğrafi koşulların da etkisiyle finansal hizmetlerin yaygınlaştırılması ise daha önce sizlerle paylaştığımız “nehir bankacılığı” gibi yeniliklere imza atılmasına neden oluyor. Elbette bu durum, teknoloji temelli yapısıyla FinTech şirketleri için de bir avantaj anlamına gelmekte. Ülke nüfusunun yüzde 85’i şehirlerde yaşamakla birlikte ülkenin en büyük özel bankalarından Itaú Unibanco’nun verilerine göre nüfusun yüzde 40’ı temel bankacılık hizmetlerinden faydalanamıyor.
TechCrunch’ta geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir analiz, ülkedeki FinTech sektörünün bulunduğu konumu göstermesi açısından değerli bilgiler içeriyor. Brezilya’da FinTech odaklı STK’lardan biri olan ABFintechs’in başkanı Rodrigo Ubaldo’ya göre ülkede halihazırda 244 FinTech şirketi faaliyet gösteriyor. Bu, aynı zamanda son iki yılda 3 katlık bir artış yaşandığı anlamına geliyor.
Pek çok yönden Türkiye ile benzer olduğu ifade edilen Brezilya, FinTech şirketleri için olmazsa olmazlardan biri olan akıllı telefon sahipliğinde yüksek oranlara sahip. Mobil banka olarak kendini konumlandıran Nubank, Crunchbase verilerine göre kurulduğu günden bu yana beş farklı yatırım turunda yaklaşık 180 milyon dolar yatırım almayı başarmış. Nubank’ın sektöre girmesinin ardından ülkede 200’den fazla FinTech girişiminin ortaya çıkması sektöre yönelik iştahı gözler önüne seriyor.
Romero Rodrigues imzalı analize göre ülke ekonomisinde faiz oranlarının yüksek seyretmesi, Brezilya’daki gidişata yön verebilir. Ülkenin son 10 yılda irili ufaklı ekonomik krizler yaşaması ve insanların bu krizlerin de etkisiyle parasını güvence altına almak istemesi dolaylı olarak bir birikimin ortaya çıkmasına neden olmuş durumda. Bununla birlikte, bu krizler sonrası gerileyen Güney Amerika ülkelerinin Brezilya ve Meksika’nın öncülüğünde yeniden çıkışa geçecek olması ise bir başka fırsatı temsil ediyor.
Ancak Rodrigues’in önemli bir uyarısı da var. Brezilya’daki bankacılık sisteminde kullanılan altyapının oldukça eski olduğunu belirten Rodrigues, bazı bankacılık hizmetlerinin 1959’dan beri kullanılan COBOL dili ile geliştirilmiş uygulamalar üzerinde çalıştığına dikkat çekiyor. API temelli çözümler sunulan bu yeni dünya ise modern bir teknolojik altyapı talep ediyor.
Yazının orijinaline bu linkten ulaşabilirsiniz.